Herkese merhaba 😃🌞☀️
Nasılsınız? Umarım iyisinizdir. Bugün sizlerle bu paylaşımla beraber üç yayın paylaşacağım. İki Yaşar Kemal kitap yorum ve Sedat Delioğlu’nun üç kitabının yorumunu paylaşacağım. Trabzonun terk edilmiş kasabası olan Yokuşlu’ya Posta müdürü olarak atanan Remzi Bey, eşi Melek Hanım’la beraber trene binerek yola çıkarlar. Köyün yakınında indiklerinde kimse yoktur. İstasyon müdürü, görevli için bakınırlar ama kimsecikler yoktur. Sonunda bir ışık görürler ve görevli Sadrettin Bey çay ikram eder. Niçin geldiklerini sorduğunda ise hemen Ankara’ya geri dönmelerini söyler. Melek hanım ve eşi Remzi bey şaşırarak sebebini sorarlar. O kasabada birler olduğunu, kimsenin o kasabaya girmeye cesaret edemediğimi, kimsenin ne olduğunu tam bilmediğini söyler. O kadar yol geldiklerini ve bir bakmak istediklerini söylerler ve yolun karşısından minibüse binerler. Şöför köyün
girişinde bırakmak ister. Çünkü o kasabada bir şeyler olduğundan haberdardır. Kasabaya giden yokuşta bulunan ceviz ağacının altına eşyalarını yığan Remzi bey ve Melek hanım bir araba geçer umuduyla beklemeye başlarlar. Ama hiçkimse kasabaya gitmez istemez. Otobüs yaklaşır ve işinden ikisi kadın, ikisi erkek dört yolcu iner. Otobüs şöförü de kasabaya girmeyi reddetmiştir. Dört yolcu, şöförün girmeyeceğini kabullenince eşyalarıyla bir kenarıyla toplanırlar. Remzi bey ile Melek hanım, bu dört yolcu ile tanışmaya karar verirler; nereden gelip, nereye gittiklerini sorarlar. Yolcuların hepsi Almanya’dan gelmiştir ve akrabalarını ziyaret edeceklerdir.İkisinin adı Hüsam ve Zelihadır. Hüsam ile Zeliha karı kocadır. Diğer ikisi çok konuşkan olmadığı için bilgi alamıyoruz, kim oldukları ile ilgili. Kasabada köyü bir şey olduğunu haberini almış ve umduklarını bulamamışlardır. Kasabada ne ışık,ne ses Seda, ne tüten bir baca vardır. Bu aktı insan ceviz ağacının altında öylece kalakalırlar. Keyifli okumalar. 🌸
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder