Herkese merhaba 🌞☀️😃
Nasılsınız? Haftanız nasıl geçiyor? Umarım iyisinizdir. Bugün gözlüğümün çerçevesini değiştirmek için dışarı çıkıp eve geri döneceğim.Sonrasında ise Online terapi seansı + KPSS çalışma + İpek Çalışlar’dan Halide Edib kitabına başlama yapacağım. Yakup Kadri’ye yazdığı mektupla başlıyor, kitap. Ana karakterimiz Peyami, beynine sağlanmış kuruşunun çıkartılması için ameliyatını beklerken yazdığı anıları okuyoruz. Peyami, zengin bir ailenin oğludur. Arkadaşı Cemal, 1. Dünya Savaşı’nda yaralanmış bir subaydır. Cemal aracılığıyla Peyami, Binbaşı İnsan’la tanışır ve üçü toplanarak memleketin bulunduğu durum hakkında konuşurlar.
Cemal’in birde Ayşe adında bir kız kardeşi var ve İzmir’sen İstanbul’a Peyami ile evlenmek için gelir. Ama Peyami istemez. Ayşe de Peyami ile evlenmemeyi düşündüğü için İzmir’de bir başkası ile evlenir. 15 Mayıs 1919’da Yunanlılar tarafından işgal edildiğinde Ayşe’nin kocası ve çocuğu öldürülür; Ayşe ise yaralı bir şekilde İstanbul’a gelir. İstanbulda yapılan miting ile halk, ülkeyi kurtarmak için and
içmiş gibidir. Cemal ile İhsan Anadolu’ya; Ayşe ile tifo geçiren Peyami kağnı ile Anadolu’ya İhsan’ın yanına giderler. Peyami tercüman olarak Milli Müdafaa’da yer alır; Ayşe Eskişehir’e hemşire olarak gider. Bu süreçte hem Peyami hemde İhsan Ayşe’ye aşık olurlar ve bu aşk ateşten gömlek olur. İhsan vurulunca Ayşe bakımını yapar ama cepheye geri döner, iyileşinceye. Tekrar vurulur ve Peyami’nin kollarında ölür. Ve aynı savaşta Cemal de ölür.
Peyami, Ayşe ile İhsan’ı yanyana gömdürür ve tek smacı mezarda yatan Ayşe’nin sevgisini kazanmak. Ama anılarına daha fazla yer vermez. Çünkü savaşta bacaklarını kaybeder ve beyninde bir kurşun vardır, Peyami’nin. Peyami’nin yazdıkları bunalımdan dolayı olduğu düşünülür. Çünkü ordu kayıtlarında Ayşe ile İhsan adında kişiler yoktur. Tavsiye ederim. Keyifli okumalar. 🌸
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder