29 Mart 2024 Cuma

Nermin Yıldırım - Ev


 Herkese merhaba 🌞☀️😃 

Nasılsınız? Umarım iyisinizdir. Bugün işte müsaitliğim olunca ve yolda gelirken okumaya başladığım, şimdiden annemi beklerken okuyup bitirdiğim bir kitap. Roman kırklı yaşlarına yakın ana karakterimiz Seher’in, bir sırt çantasıyla, Hristiyanlıkta Hac yolu olarak görülen Portekiz’in Porto şehrinden Santiago’ya bir yolculuğa çıkmasını ele alıyor. Ama bu yolculukta yaşananlar da ele alınıyor. Seher’in çocukluğuyla yüzleşecek, hesaplaşacak, bu yolculuk esnasında yaşayacağı maceralar, tanışacağı yabancılar karşısında, sancılı ve sarsıntılı yaşamının ardında olan ve  bir kadının varoluş öyküsüne eşlik edeceğiz. Yolculuğun bize ayna gibi gelmesinin sebebi yazarın gerçek yaşamında da böyle bir yolculuğa çıkmasının nedeni yatar. Bunu da bir röportajından anlıyoruz. 

Ana karakterimiz Seher, annesi tarafından terk edilmiş, dedesinin ölümüyle beraber bir ev gerçeğinden ayrılmış, babasının yanına gitmemek için başka başka akrabalarının evinde yaşamış bir çocukluğun kendisidir. Bu yüzden kendi benliğini bulamamış bir bireyin hiçbir eve ait olamayışının arayışında bu yolculuk hem bir kaçış hem bit buluş hemde psikolojik tahliller oldukça güzel. 

Aidiyetsizlik duygusunu romanında o kadar iyi içselleştiriyor ki karakterle birlikte sarsılıyor,yaşıyoruz.. Seher’in yola çıkmak için gizemli bir planı vardır ve üniversite arkadaşı olan Kader’le buluşarak Finisterra’ya geçmek istiyor. Onun anlattığına göre, Santiago yolunun sonunda dünyanın da sonuna gelindiğine ve okyanus kıyısında  var olan bir kasaba ve bir deniz fenerine rastlanılacağına inanılıyor ve bu inanışı test etmek istiyor. Kaderin hikayesini de hayal kırıklıkları ve pişmanlıklarla taşıyacak olan ana karakterimiz Seher, bu yolculuğu tamamlamakta ısrarcı. Seher ve Ogo birbirine çok zıt karakterler ama iyi dostlardır. Seher’in nefreti, hırçınlığı ve kırgınlığı Ogo’ya değil; herkese. Bağlandığı her şeyin onu terk edeceğine tüm kalbiyle inanmış biri ve bu yüzden Ogo ile aşk yaşayamıyor. Kaybetme korkusu da etkili.

Kitabın arka kapağında yazdığı gibi: “…hayata tutunmak için inanmaya mecbur kaldığımız bütün yalanlar günü gelince açığa çıkıyor. Ve sonra biz ölmüyoruz. Daha kötü bir şey oluyor. Öğrendiklerimizle yaşamaya devam ediyoruz.” Keyifli okumalar. 


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder