Herkese merhaba ☀️😃🌞
Nasılsınız? Umarım iyisinizdir. 1920’li yıllara gittiğimiz bir kitap. Ana karakterden okuduğumuz ve ana karakteri anlayıp, onunla beraber hissedip sorguladığımız bir kitap. Fransa’nın güneyinde, Bask diyarının mükemmel sahil beldesi olan Hendaye’da başlayıp Paris’in gri sonbaharına uzanan bir aşk öyküsünü okuyoruz. Kısa, boğucu olmayan, yalın bir kitap. Bir yandan Birinci Dünya Savaşı’ndan sonra eski refah ve statüsünü yitirmiş olan Yves Harteloup; diğer yanda başarılı bir girişimciyle evli, alımlı, duyarlı, incelikli bir burjuva kadını olan Denise Jessaint'ın hikayesini okurken mest oldum ki sizlerde olabilirsiniz. Duygusal açıdan sakatlanmış Yves ve ömründe sıkıntı görmemiş, tutkulu, romantik Denise’in aşk öyküsü, okura iki savaş arasındaki çalkantılı dönemde duyguların yerine ilişkin derinlikli bir anlatı ile okuyuculara her cümleyi yaşatıyor. Yazarın henüz 23 yaşında yazdığı bu ilk romanında, duygular üzerine sarsıcı gözlemleri, erkeğin ve kadının bakışları arasında salınabilen esnek üslubu, aşkın merceğine tüm bir sosyal değişimi sığdırabilmesi ve kendi yaşadıklarından da etkilenerek yazması ile nadir yetenek olduğunu kanıtladığını düşündüğüm bir kitap. Keyifli okumalar.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder