31 Ağustos 2024 Cumartesi

Ümit Aktaş - Mutluluk Kürleri 1&2

 


Herkese merhaba 😃🌞☀️ 

Nasılsınız? Umarım iyisinizdir.21 Kasım 1970, Kırıkkale doğumlu doktorumuz Osmangazi Üniversitesi Tıp Fakültesini 1995 yılında bitirmiş, Fitoterapi  yüksek lisansını 2011 yılında Yeditepe Üniversitesi Sağlık Bilimleri Enstitüsünde yapmış. Birçok kitabı var. Anlatımını beğendim. Tek sorun bir kitaptan okuyarak değil; bir doktora gidip detaylı bir check-up sonrasında bir diyetisyen yardımı ile ömür boyu sağlıklı beslenme akışkanlığı kazanma bilinci ile ve bir psikolog ile duygu,düşüncelerinizi anlama desteği ile  sağlıklı ve mutlu yaşam olabileceğine inanıyorum. Meraktan okuduğum için uygulamayı düşünmüyorum. Çünkü verdiği tarifler ve uygulamalar ne kadar etkili olur,zarar verir mi gibi düşüncelerden dolayı uygulamayı düşünmüyorum. Uygularken dikkatli olmanızı tavsiye ederim. Keyifli okumalar. 

Ahmet Ümit-Masal Masal İçinde


 Herkese merhaba ☀️🌞😃 

Nasılsınız? Umarım iyisinizdir. Bugün yorumlarla sizi bunalttım ama ay bitmeden sizlerle paylaşmak istedim. Çok sevilen padişah, kendini o kadar seviyor ve övmüyordur ki vezir bu duruma üzüldüğü için padişaha Kör Adamın hikayesini anlatır. Padişah bu hikayeye inanmayınca Kör Adamı bulur ve dinlemek ister. Kör adam yumurtayı toz haline getirerek kuyumcuya satar ve kuyumcuya gitmeleri gerektiğini söylet. Kuyumcuya giderler ve kuyumcunun hikayesini dinlerler. Ordan Semirciye giderek hikayesini dinlerler ve oradan da Müezzinin hikayesini dinlemeye giderler.  Oradan da Şapkacının hikayesini dinlemeye giderler. Geri dönüş için tüm jiletleri anlatmaları şartını sunmuştur. Açgözlülükler, paylaşmama, har vurup harman vurmama, sabırsızlık ve kıskançlık üzerine beş hikayeye dair bir ferman verir, padişah. Bu yüzden bu beş kişiyi padişah yok göstermeleri için yanında tutar ve ülke çok daha iyi yönetilir. Akıcı ve güzel bir kitaptı. Keyifli okumalar.

Ahmet Ümit-Olmayan Ülke

 


Herkese merhaba ☀️😃🌞 

Nasılsınız? Umarım iyisinizdir. Akıl Ülkesi Padişahı ile Hayal Ülkesinin Büyücü Kralı arasındaki savaş geride kalsa da huzur ve mutluluk yoktur. Öfke, korku, sevgi yoksunluğu ile savaşın sonsuza dek süreceğini fark ederler. Padişahın  kızı ile Kralın oğlu aşklarını ve ellerini ayırmadan yeni bir dünya kurmaya çalışırlar. Yedi yaş ve üzeri, herkesin okuyabileceği bir kitap. Güzel bir distopya idi. Sorgulayacağımız bir kitap. Keyifli okumalar. 

30 Ağustos 2024 Cuma

Otto Rank-Hakikat ve Gerçeklik

 


Herkese merhaba ☀️🌞😃 

Nasılsınız? Umarım iyisinizdir. Ağustos ayı hem verimli hemde çok hızlı geçti,tabii hasta oluşumu saymazsak. Hem Freud ile çalıştığı dönemde deneyimledikleri hemde Freud'tan ayrıldıktan sonra deneyinledikleri ile felsefe,psikoloji,sosyoloji,din ve psikanaliz ile birleştirerek hayatı, hakikati,yaratıcılığı,varoluşçuluğu,doğum,travma konularına değiniyor. Oldukça beğendim. Sorgulatan bir kitap. Kitaptan aldığım alıntılar; 

1. İnsanın hayatındaki en önemli olay kendi benliğinin bilincine vardığı andır.-Tolstoy sayfa 7

2. İnsan onu incitmeyecek şeylerden korkar ve bunu bilir; aynı zamanda kendine iyi gelmeyecek şeylerin de özlemini duyar ve bunu da bilir; ama doğrusu insanın korktuğu be özlemini duyduğu kendi içinde olam bir şeydir.-Rabbi Nachman sayfa 23 

3. İrade, bilinçli ve pozitif ve hatta yaratıcı olarak gem kendimizi hem de çevreyi biçimlendiren güç olduğunda, neden kötü, şeytani, ayıklanması gereken, istenmeyen olarak değerlendiriliyor? Sayfa 24

4. Kaçınılmaz suçluluk duygusu, bu girişimi başarısızlığını gözler önüne serer çünkü inkar edilen sorumluluğun "nevrotik" bir geri dönüşüdür. Sayfa 42 

5. Yalnızca hatanın içinde yaşam vardır;Bilmek ölümdür.-Schiller sayfa 55

6. Her şeyden önce kendi kendinle doğru ol.-Shakespeare sayfa 73

7. Kader bireyselliği sınırlarına geri taşır ve o sınırları aştığı taktirde bireyselliği yok eder.-Hegel sayfa 93

Sunyi Dean-Kitap Yiyenler


Herkese merhaba ☀️😃🌞 

 Nasılsınız? Umarım iyisinizdir. Kitap oldukça dikkat çekici ve akıcı,sürükleyici bir kitap. İki tür insan var;birincisi kitap yiyenler,ikincisi zihin yiyenler. Zihin yiyenler, bildiğiniz beyni ve zihinleri yiyor; Kitap yiyenler ise kitapları yiyor. Devon bir kitap yiyen ve kitap yiyen ailelerde olduğu gibi,Devon'un ailesinde de kadınların belli bir görevi var evlenip çocuk yapmak, çocuk 3 yaşına geldiğinde onu bırakıp tekrar evine dönerek ve bu ailede kadınlar çocuk yapamayacak duruma gelene kadar evlilikleri tekrar tekrar yapıyorlar. Devon ilk evliliğinde çocuğunu bırakmak zorunda kalıyor ama ikinci evliliğinden olan çocuğunu bırakmıyor onun için savaşmaya bu düzene karşı gelmeye başlıyor. Ki geç kaldı,ilk çocuğun ne suçu vardı?Bıraklılan çocukların ne suçu vardı?Kitap günümüz ve geçmiş olarak işleniyor. 20 yıl öncesinden başlayarak günümüze geliyor. Hayal güçlerini kaybettiklerini fark ediyorlar. 20 yıl boyunca  Devon'un ailesini, evliliklerini okurken günümüzde oğluyla beraber yaşadıklarını öğreniyoruz. Anlatımını, akıcılığı o kadar beğendim ki. Giresun'da yer alan Çalıkuşu kitabevi sahibi canım abim Bülent Baş'ın tavsiyesi üzerine okuduğum bir kitap. Devon çok güçlü bir kadın ve ben başta onu erkek sandım. Sevginin her şeyden önce ve  sevdiklerimiz  için ne kadar ileri gidilebileceğini çok iyi anlatan bir kitap .Fantastik bir distopya kitabı. Ki distopya sevmeme rağmen çok beğendim. Keyifli okumalar. 

Bella Mackie-Aileni Nasıl Öldürürsün

 


Herkese merhaba 😃☀️🌞 

Nasılsınız? Umarım iyisinizdir.Roman, baş karakteri Grace’in intikam hikâyesi çevresinde ilerlese de daha fazlasını içeriyor. Kitap, iki farklı jenerasyonu,yani anne-kız ilişkisi ışığında anlatıyor. Grace Bernard’ın hayatının merkezi olan annesi aniden ölür ve bu ölüm yıllardır gizlenen ailevi gerçekleri ortaya çıkarır. Grace’in bir seri katile dönüşme süreci psikolojik detaylarıyla anlatırken, annesinin tam zıttı bir karaktere sahip olan genç kadın, hayatı ve aşkı yaşama biçimlerini de irdelemesine neden oluyor. Grace, kadınların kurban rolünde erkekleri her daim bekleyen ve idare eden taraf oluşunu da eleştiriyor. Bu ayrıntı, romanı hem okuyucuya daha yakın hissettiriyor hemde ilgi çekip merak uyandırıyor.Kitap hem yüksek dozlu bir intikam hikâyesi hemde bir sınıf hikâyesi. Hayatı kendi lüksleri etrafında yaşayan insanlar ile, hayatta kalmak için tüm lükslerinden vazgeçmek zorunda kalan insanların ve toplumun üst tabakasının dışarı yansıtılmayan yozlaşmış değerlerinin eleştirisel bir anlatımı var. Kitap, bir insanın kaderinin doğduğu evin ekonomik ve sosyal yapısıyla ne derece değişebileceğini veya her ne olursa olsun hayatın kişinin karakteri etrafında şekillenip şekillenmeyeceğini araştırıyor. Karakterlerin hepsinin detaylı işlenişi, detaylı gözlemler ve yazarın dili mükemmel kullanımı, çok iyi özellikleri arasında yer alıyor.Baş kahraman Grace’in hikâyesini okurken, psikolojik ve sosyolojik bir okuma yapıyoruz.Kitap ilerledikçe her şey derinleşerek, kişinin gerçek kimliği ve toplumsal kimliği arasındaki uçurumun,sıkışıklığını sorgulamasını yaparken kendimizi buluyoruz.Kitap intikam, aile, para, aşk gibi kavramları sürükleyici, kendine özgü ve zekice bir kurguyla ve ters köşe finaliyle türünün en iyi örneği arasında hızla girebilecek bir roman. Keyifli okumalar.

29 Ağustos 2024 Perşembe

Ferzan Özpetek-Saklı Yürek

 


Herkese merhaba ☀️🌞😃 

Nasılsınız? Umarım iyisinizdir. Alice bir iş görüşmesi için gittiği yerde yaşadıkları ile başlıyor, kitap. Daha sonrasında 1978 yılına gidiliyor ve teyzesi Irene ile yaşadıkları anlatılarak, bir yandan da günümüz harmanlanarak anlatılıyor. Evde kapalı bir oda ve bu odada sır gibi saklananlar Alice tarafından bulunarak araştırmaya başlıyor. Bu saklananları teyzesi bıraktığı mektuplarla neyin ne olduğu, neden saklandığı ve yaşadıklarını anlattığı mektuplar ile her şeyi açıklıyor. Aşkı ve kadın kalbinin büyüklüğünü anlatan bir kitap. Keyifli okumalar. 

Ahmet Ümit-Kar Kokusu

 


Herkese merhaba 😃☀️🌞 

Nasılsınız? Umarım iyisinizdir. Mehmet  soğuk bir gecede, ülkesinden uzakta eğitim almaya gittiği şehirde öldürülür ve bunu ilk fark eden öğretmeni Leonidtir. Sırtında demir bir çocuklar ölü olarak yatmaktadır.Gleeceğin iyi bir koministi olacaktı ama ölümü herkesi şaşkına çevirmişti. Sovyet polisinin emriyle bu ölüm sadece Türk komünistlerin ve Leonid'in arasında kalacağına dair anlaşırlar. İçlerinde bir köstebek var, bunu biliyorlar ama kim olduğunu bilmiyorlar. Ellerindeki kanıtlar bir demir çubuk, bir kalem ve jambondur. Herkes teker teker sorgulanmaya başlanır. Sorgulamayı Viktor ve Nikolay yapar. Leonid çevirmen olarak olur. Asaf da Merkez Komitesi tarafından görevlendirilir.Sorgu Beşir ile başlar. Dikkat çekici olan odasına dönerken bir gölge gördüğünü söylemesi. Şerif'le karşılaşmıştı ve o da gölgeyi gördüğünü söyler. İkisi de gölgenin tam olarak kime ait olduğunu bilmiyor. Sorgu devam ederken Mehmet'in cesedinin yanında bulunan kalemin Asaf'a ait olduğu ortaya çıkar . Asaf, orada dolaşırken düşürmüş olabileceğini söyledi. Sonuçta orası ortak alandı, isteyen istediğini yapardı. Viktor ve Nikolay onu sorgudan atmak istedi ve o da şüphelilerin arasında yerini almalıydı ama üstlerden gelen emir sonucunda ona katlanmak zorunda olduklarını fark ettiler. Beşir'den sonra Şerif girer, sorguya. Kerem Şeriften  sonra sorguya girmek istediğini söyler. Polislerle anlatması gereken şeyler vardı ve Cemil'in sorgusundan önce anlatması gerektiğini söyler ve sorgu odasına girer.Şerif, bir şey gizleme ihtiyacı duymadan bildiği her şeyi anlatır. Beşir gibi o da birini görmüştü ama kim olduğunu anlayamaz. Sorgunun sonlarına doğru toplantıya gitmek zorunda kalan sorgucular ile he şey ertesi güne kalır ve ertesi güne her şeyin geç olacağını düşünür, Kerem. Daha fazla Spoi vermeden tavsiye ederim. Keyifli okumalar.

28 Ağustos 2024 Çarşamba

Gülse Birsel-Beni Gözünüzde Büyütmeyin

 


Herkese merhaba 🌞😃☀️ 

Nasılsınız? Umarım iyisinizdir. Avrupa Yakası, Yalan Dünya ve Jet Sosyete dizilerinden tanıdığımız hem oyuncu hem yazar olan Gülse Birsel, yaşadıklarını ve siyaset ile neden ilgilenmediğini tatlı dille ve eleştiriyi şakasal olarak aktarması oldukça güzeldi. Keyifli okumalar. 

Ahmet Ümit-Kırlangıç Çığlığı


 Herkese merhaba 😃☀️🌞 

Nasılsınız? Umarım iyisinizdir. Yıllar  öncesinden “Körebe” davası olarak tamamlanamadan açık kalan bir seri katil vakasının yeniden öldürmeye başlaması üzerine kurulu bir kitap. Kitabı okurken karakterlerin bile bazen seri katil mi yoksa keyifli oturan mı daha tehlikeli düşüncesi ikileminde kaldığını görüyoruz. Kitapta “Körebe” adındaki seri katil çocuk tacizcilerini hedef alıyor ve onları her seferinde aynı ritüelde öldürüyor. Yıllar öncesinde bu vaka yaşanmış fakat yakalanamayan bir katil ile karşı karşıyayız. Bir gün Nevzat Başkomiser’in ekibi cinayet mahalline gittiğinde gördüğü manzara karşısında Körebe’nin geri geldiğine karar verir. Nevzat Başkomiser eşini ve kızını bir saldırıda kaybetmiştir ve kızı da zamanında bir taciz vakasıyla karşı karşıya kalmıştır. Bu nedenle konu oldukça hassas bir hal alır. Tacizcileri öldürüp çocuklarla ilgili mekanlara götürür ve yanlarına bir oyuncak ve kurbanların gözlerini kadife bir göz bandı ile bağlar hep sağ kulaklarını kesen bir katil var. Bu nedenle de adı Körebe olarak yer etmiştir. Oldukça net ve ayırt edilebilir bir ritüel olduğu için cinayetler yeniden başladığında herkes Körebe’nin geri döndüğü konusunda hem fikir olur.Kitap genel olarak işlenen bu cinayetlerin çözüm aşamalarını ve geçmişle olan bağlantılarını izleyerek bir yol haritası çıkarırlar. Olayların tam çözüldüğünü sanırken ters köşe olduğumuz yerler var. Cinayetler ve ritüeller detaylı anlatılıyor.Kitabın değindiği diğer sosyal problemlerden biri de Suriyeli mültecilerin sorunlarını işlemiş. Gerçekten bizim günlük yaşantımıza devam ederken göz ardı ettiğimiz ve çok da farkında olmadığımız bir sorun olarak işlemesi güzeldi. Yazar onların hayatlarına biraz ışık tutmuş. Para uğruna çocuklarından, kendilerinden, ailelerinden nasıl vazgeçmek zorunda kaldıklarını ve bu yüzden de başlarına ne kadar talihsiz olaylarından geldiği anlatılıyor.Genel olarak kitapta toplumun belki de görmemek için bastırdığı,konuşmadığı acı gerçekleri yansıtılıyor. Bu nedenle hem bir polisiye roman hemde toplumsal bir eleştiri kitabı,bence. Dil olarak akıcı ve yalın. Keyifli okumalar. 

27 Ağustos 2024 Salı

Sarah Jio-Londra'dan Sevgilerle


 Herkese merhaba ☀️😃🌞 

Nasılsınız? Umarım iyisinizdir. İkinci kez okuduğum bir kitap. Valentina zorlu bir boşanma sürecini atlatmaya çalışırken, yıllardır görmediği annesinin öldüğünü ve ona Londra’da Kitap Bahçesi adında bir kitapçı bıraktığını öğrenir. Böylece Amerika’dan İngiltere’ye bir yolculuğa çıkarak hayatı değişir. Çocukluğundan beri kitap aşığı olan Valentina, Londra’nın en güzel semtlerinden birindeki kitapçıyı görür görmez bu muhteşem yere kendini ait hisseder. İçeri giren herkesin neşe ve huzur bulduğu Kitap Bahçesi, Valentina henüz bilmese de annesinin onun için hazırladığı sürprizlerle gebedir. Ancak kitapçının ağır bir vergi borcu vardır ve Valentina, annesinin mirasını yaşatmakla satmak arasında karar verme arasında seçim yapar. Her kitap içinde annesinin bıraktığı notları bularak ilerler. Oldukça akıcı ve keyifli bir kişi. İki farklı zamanda geçmesine rağmen eş zamanlı gidiş ile yormuyor, biz okuyucuları. Keyifli okumalar. 


24 Ağustos 2024 Cumartesi

Sarah Jio-Agapi

 


Herkese merhaba ☀️🌞😃 

Nasılsınız? Umarım iyisinizdir.Kitabı anlamak için önce aşkın 6 halini anlamamız lazım; aşkın 6 hali, John Lee tarafından ortaya atılmış ve o zamandan beri bir iddia olarak kabul edilmeye devam ediliyor. John Lee’ye göre 6 farklı türdeki aşk kendine göre farklı karakterleri temsil ediyor.Eros: Gerçek aşk diyebileceğimiz hem duygusal olarak hem de fiziksel olarak tutku içeren bir aşk.Ludus: Ego tatmini gerektiren bir aşk türü.Storge: Kadın ve erkek dost olamaz söylemini destekleyen aşk türüdür.Mania: Takıntılı aşk diyebileceğimiz aşk türü.Pragma: Mantık aşkı dediğimiz aşk türü.Agape(Agapi): Aşkın en saf hali.Jane, 29. yaş gününü kutlamaya hazırlanırken gizemli bir mektup almasıyla başlıyor. Mektupta onun gerçek aşkı görmesini sağlayan özel bir yeteneğinin olduğu ve daha fazla bilgi için bir adrese gelmesi gerektiği yazıyor ve Jane çocukluğundan beri görme sorunu yaşamaktadır ve belli zamanlarda görme yeteneği bulanıklaşıyor ve doktorlar nedenini çözemediler. Jane de merakına yenik düşerek belirtilen adrese gider. Jane'i, Colette adında bir kadın karşılar ve özel yeteneğini anlatır.Jane doğduğunda Colette oradadır ve ailesinin aşkını görünce nesilden nesile aktarılan gerçek aşkı görme yeteneğini Jane’e aktarmış. Jane’nin yaşadığı görme bulanıklığının nedenin bu olduğu anlaşılıyor. Jane ne zaman birbirine aşık iki kişi görse görme yeteneği bulanıklaşmaktadır. Fakat bu hediyenin bir de bedeli var; 30. yaş gününe kadar aşkın 6 türünü örnekleri ile açıklaması gerekmektedir yoksa ömrü boyunca gerçek aşktan mahrum kalma bedeli vardır.

Jane, bu gerçeğe ve bedele inanmakta zorlanır fakat birbirine aşık insanları gördükçe görme yeteneğinin bulanıklaşması buna inanmasında etkili olur. Artık çevresindekileri gözleyip aşkın 6 türünü anlama ve tanımlamaya başlar.Kitap boyunca farklı aşk hikayeleri okumaya başlıyoruz ve biz  okuyucular da kendimize göre bunları anlamaya çalışıyoruz ama hikayeler çok klasik,bildiğimiz hikayeler.i ve hikayelerin hepsinin birbirini bir şekilde aldatması, birbirinin kopyası gibi olmuş. Aşık olduğu adamın dikkatini çekmek için başkası ile yatan kadın, onu deliler gibi seven kocasını komşusu ile aldatan, mutlu bir evliliği varken karısını başkası ile aldatan erkek, sevdiği kadını iş için aldatan adam vs. var. Kitabın sonunda Jane, aşkın 6 türünü de yaşadıkları ile aktarıyor. Beklemtimi tam olmasa da ikinci kez karşıladı. Keyifli okumalar.

20 Ağustos 2024 Salı

Ahmet Ümit-Sultanı Öldürmek

 


Herkese merhaba ☀️🌞😃 

Nasılsınız? Umarım iyisinizdir. Hastanede bitirdiğim bir kitap. Müştak Serhazin tarih alanında profesörü; uzun ve zayıf biridir. Geçmişte Nüzhet’e aşıktır. Nüzhet terk edip Amerika’ya yerleşip Jery diye biri ile evlenmiştir ama 20 yıl sonra İstanbula geri dönmüş ve Müştak’ı Nüzhet arar, yemeğe davet eder. Müştak Nüzhet’e aşıktır. Bu aşk onda psikolojik rahatsızlıklar (psikojenik füg) doğurmuştur. Gelgitler ve bilinmezlikler ile yaşayan Müştak ne yaptığını bazen hatırlayamamakta ve Nüzhet’in onu terk ettiğinden kırgın. Yemek teklifini kabul ederek Nüzhet’in oturduğu Sahtiyan apartmanına gider. Nüzhet’in yanına gittiğinde Nüzhet boynuna saplı mektup açacağı ile öldürülmüştür. Olayları hatırlayamayan Müştak apartmana yeni geldiğini düşünmektedir ama hastalığı onda ağır hasarlar bırakmakta. Müştak, Nüzhet’in “Osmanlı’da Baba Katli” adlı araştırması yüzünden öldürüldüğünü düşünüyor. Müştak, bazı anları hatırlayamamak ile birlikte kendisinin de yapacağı muhtemel bir şüpheli olarak hem biz okuyucuların hemde kitaptaki tüm karakterler tarafından şüphe çekiyor. Ki kendisi de şüpheye düşüyor. Kitap bu gelgitler ile devam ediyor. Nüzhet tarihçi olduğu için sürekli Fatih Sultan Mehmet ve oğlunun onun katili olup olmadığını da sorgular ve bu sorguyu araştırır. Deniz kenarında Nüzhet’in çalışacağı konuyu düşünür. Diğer bir taraftan da mektup açacağını denize atar ve bunu unutup evde arar. Bu kısımdan sonra Fatih Sultan Mehmet, II. Murat ile ilgili bilgilere yer veriliyor. Müştak o kadar etkilenir ki gördüğü rüyada Sigmund Freud, ona teşhis koyar ve akıl hastanesine kapatmaya çalışmaktadır ve Müştak sağlıksal olarakta iyi olmadığı için paranoyaları iyice artar. Kendisi de dahil çevresindeki tüm insanlardan şüphelenerek kendini kaybeder ve her şeyin temeline Tahir Hakkı'yı koyar. Tahir ile asistanı arasında bir tartışma yaşanır. Bu tartışma Nüzhet’in çalışacağı “konuyla ilgilidir. Nüzhet’in asistanının ortadan kaybolmasıyla Müştak daha da şüphelenir ve paranoyaklaşır. Tahir'inde güvenli olmadığını anlar. Akın’ın evine gitmeye karar verir ve Akın’ı evinde yaralı bir durumda bulur. Müştak, Akın’ın ev arkadaşı olan Teoman’dan Nüzhet’in ölmeden önce türbeyi açtırdıklarını ve eceliyle ölüp ölmediğini araştırdıklarını sorgular. Diğer gün Çetin ile birlikte Boğazkesen’e giderler ve geniş Osmanlı bilgilerine de yer verilmesi güzeldi. Tahir Hakkı, Nüzhet’in ölümünden Çetin’den şüphelenir ama onu ihbar etmeden önce dinlemek ister ve Başkomiser Nevzat’ın aramasıyla Boğazkesen gezisini bitiren Müştak, silahını teyzesinin kızı Şadiyeye bırakıp olay yerine yani apartmana gelir. Tahir Hakkı ile Akın arasındaki tartışma onu daha da şüphelendirir. Nüzhet’in mezarını açtırmaya çalışır. Soruşturma devam ederken şüphelendiği hiçbirinin katil olmadığını fark eder ve kendinin katil olduğuna inanır, Müşhak ama cinayeti boynundaki kolyeyi almak için hizmetli Fazilet işlemiştir. Tüm şüpheler Müştak’ın üzerinde iken yazarımız biz okurlarını diğer kitaplarında olduğu gibi bu kitabında da ters köşe yaparak başkasını katil olarak gösteriyor. Müştak’ın içinde yaşadığı durum romana farklı bir lezzet katarak ve tarih, diğer karakterler ile biz okurları sıra dışı bir romanın içine attı. Müştak’ın Nüzhet’i “ Sultanım “ diye sevmesi, Fatih Sultan Mehmet’in de oğlu tarafından mı öldürülüp öldürülmediği romanda sıkça sorgulanıyor ki okurken bizlerde sorguluyoruz. Diğer taraftan belirsizlik içinde roman bitmişti kötü oldu ama o da bizim araştırmamıza ve hayalimize kalıyor. Tavsiye ederim. Keyifli okumalar. 

18 Ağustos 2024 Pazar

Raphaelle Giordano-Bugün Hayatını Değiştirmek İçin Doğru Gün


 Herkese merhaba 🌞😃☀️ 

Nasılsınız? Umarım iyisinizdir. Hepimizin hayatında, hayatının akışını değiştirebilecek günler vardır. Meredith için o gün bugündür. Büyük aşkı Antonie ile ilişkilisini tersine çevirme kararı ile karşı karşıya kalır ama hangi yöne gideceğinden emin değil ve netlik isterken, nerden başlayacağını bilmez; en yakın arkadaşı Rose, ona düşüncelerini yazabiliceği bir not verene kadar bu belirsizliği sürdürür. Kendini yeniden bulmak ve büyük bir aşk için kendine aştı şu verir ve günlük hayattan uzaklaşmak her şeyi görmesini sağlar. Paris’ten Londra’ya, değerine aldığı notlarla kendini ifade etmeye başlar. Sevmek için basit birkaç şeyin yeterli olması gerektiğini öğrenir; kendinle barış, acıları bırakın ve aruzlarınızı doğru yere uzatmayı unutmamak. Merediyh zorlukların üzerinden gelirken, Antonie ile her şeyin üstesinden gelme ile öğrendiklerini hayata geçirmeye başlar. Sonunu beğenmedim ama genel olarak çok güzel bir kitaptı. Keyifli okumalar. 

17 Ağustos 2024 Cumartesi

Sarah Jio-Elveda Haziran

 


Herkese merhaba 🌞😃☀️ 

Nasılsınız? Umarım iyisinizdir.Seattle’de, çocuk büyütmenin sorumluluklarını henüz almak için hazır olmayan bir annenin iki kızından biri olan June; üniversiteye gidene kadar kız kardeşinin sorumluluklarını alarak, Rubby teyzesinin onlara açtığı bir pencereden kitaplarla, hayallerle ve hayal kırıklıklarıyla babasız büyümüş ana karakterimiz. Aile kavramını ve ailesini çok önemseyen June’u annesinin birkaç sözü çok incitmiş, ailesiyle anlaşma yollarının kapalı olduğunu görünce üniversiteyi kazanınca doğup büyüdüğü yerle bağlarını koparmayı, geçmişini geride bırakmayı seçer. Yaşamın zorlu temposuna ve dış dünyanın hırslarına kendini kaptırarak bir bankada kariyer yapmış, mutsuzluğunun farkına varmadan ya da belki de mutsuzluğunu bastırabilmek için her gün daha çok çalışarak iyi para kazanmış ve şu anda sahip olduğu şeyleri kendi gücünün bir parçası olduğunu düşünür. İş yaşamındaki yoğun stres ve duygularını bir kenara bırakmanın yarattığı sıkışmayla birlikte kendini bir hastanede kolunda serumla ve doktorun hayatını yaşaması ile ilgili verdiği tavsiyeler ile yüzleşir. Bir gün eve bir hukuk bürosundan Rubby teyzesinin vefatına ve mirasına ilişkin bir mektup gelir. Teyzesi Rubby, kendisine ait olan “Mavi Kuş Kitabevi”ni June’a bırakmıştır. June, çok sevdiği teyzesinin bu mektubuyla geçmişte bıraktığı yere geri dönmek için hayatını değiştiren yola çıkar.


June’un yola çıkışıyla birlikte geçmişe, geleceğe ve her şeye olan yolculuğumuz da başlar. Teyze Rugby kendine özgü bir kadın ve çok sevdim. Sahip olduğu sırlarını June ile direk paylaşmaktansa bunu gizemli mektuplar ve eşyalar gibi ipuçlarıyla anlatmayı tercih eder. Başta Seattle’a bu kitabevini satıp hemen işine geri dönmek üzere giden June ipuçlarına ulaştıkça bu fikrinden vazgeçerek kitabevini yaşatabilmek için mücadele etmeye başlar. Kitapta Rubby Teyze ve çok sevilen çocuk kitabı yazarı Margaret Brownie arasındaki mektuplar ve kitapların ilk basımını tercih etmesi ipuçlarının çoğunluğunu oluşturuyor. Bu mektupları okurken dostluğun ne kadar özel ve ne kadar güçlü bir duygu olduğunu hissettim,hiç dostum olmadığını da fark ettim. İki dostun birbirlerinden çok uzakta olsalar da birbirlerine verdikleri gücü hissediyoruz. June bu mektupları okumadan önce Rubby teyzenin yaşamındaki hiç kimse, çocuk kitabı yazarı Margaret Brownie ile arkadaşlığından ve diğer gizemlerden haberi yoktur. Dahası Rubby teyzenin bir adamı sevdiğini ve senelerce birlikte vakit geçirdiklerini de kimse bilmez. İkinci kez okumama rağmen çok şaşırdım.Bu kitabı okurken ailemizde bizi incitenlerin söylediklerinin bizimle ilgisi olmadığını anlamaya başlayıp, içimizdeki huzursuzluktan kurtuluyoruz. Kendi hayatınızı nasıl değiştirebileceğimizi ve sorgulayacağımızı keşfediyoruz. Keyifli okumalar. 

16 Ağustos 2024 Cuma

Ahmet Ümit-Sis ve Gece

 


Herkese merhaba ☀️🌞😃 

Nasılsınız? Umarım iyisinizdir. 

Her şey Sedat’ın kendisi gibi polis olan yakın arkadaşı Yıldırım’ın bir saldırıda ölmesiyle başlıyor. Daha sonra Sedat, Fahri’nin saldırısına uğrar ve hatırladığı kadarıyla saldırganlar arasında simitçi kılığına girmiş bir başkası daha vardır. Sedat bu saldırıdan yaralı olarak kurtulur ve saldırıdan kısa bir süre önce ortadan kaybolan sevgilisi Mine’yi aramaya başlar. Sedat evli olmasına rağmen Mine ile ilişki içindedir ve kendisine saldıranların da aynısını Mine’ye yapacağından korkar. O sırada birkaç kişi Mine’nin ev sahibi Madam Eleni’nin zihinsel engelli kızını kaçırmak ister ama başarısız olurlar. Sedat, Mine’yi Maria olarak kaçırabileceklerine inanır. Bu arada Sedat ve Mustafa’nın gözlemci sıfatıyla katıldığı bir operasyonda, çıkan çatışmada biri hemşire olmak üzere dört kişinin hayatını kaybettiği basın haberleri çıkar. Basın bunu yargısız infaz olarak nitelendirdiği için olayla ilgili soruşturma açılır.

Sedat, Mine’nin hücre evi baskınında edindiği erkek arkadaşı Fahri’yi öldürür. Mine aynı zamanda yasadışı bir örgütünde üyesi. Madam Eleni’nin en küçük kızı Maria, Sedat evin buzdolabını açar ve buzdolabının zemininde donmuş bir kan kütlesiyle Mine’yi görür. Mine karnında taşıdığı Sedat’ın çocuğuyla birlikte ölü bulur. Akıcı ve güzel bir kitaptı. Keyifli okumalar. 

15 Ağustos 2024 Perşembe

Sarah Jio - Mart Menekşeleri


 Herkese merhaba 😃🌞☀️ 

Nasılsınız? Umarım iyisinizdir.Gerçek aşkı yaşadığını düşünen ünlü yazar Emily Wilson, kocasının başka bir kadını ona tercih ettiğini öğrenince, hayal kırıklığına uğrar ve bu tüm olanlara rağmen yine de tek bir damla gözyaşı dökmez.Büyük yengesi Bee, Mart ayını Bainbridge Adasında geçirmesi için Emily'i davet eder. Emily ruhunda açılan yaraların iyileşmesi umuduyla, bu teklifi kabul eder ve hayatı değişir.

Adanın mistik havasıyla huzuru yakalamaya çalışan Emily, 1943 yılında yazılmış kırmızı kadife kaplı bir günlük bulur ve merakla okumaya başlar. Bu günlük onu geçmişin tozlu sayfalarına hapsolan gerçek bir aşk hikâyesine ve altmış yıllık bir aile sırrına götürecektir.Belki de yazmakta zorlandığı yeni kitap İçin ilham olacaktır.Umudun, hüznün ve pişmanlığın bir arada işlendiği büyüleyici  ve akıcı bir roman. İkinci kez okuduğum bir kitap. Keyifli okumalar. 

13 Ağustos 2024 Salı

Ahmet Ümit-Bir Aşk Masalı

 


Herkese merhaba 🌞😃☀️ 

Nasılsınız? Umarım iyisinizdir. Oldukça akıcı ve güzel bir kitaptı. İkinci kez okuyup yorumladığım bir kitap. Yeryüzünde sadece beş kıta ve bu kıtalarda sadece beş ülke var. Her mevsim karlarla örtülü olan Buz Ülkesi, Çöllerin ortasında olan Kum Ülkesi, denizin ortasında kocaman bir ada gibi olan Su Ülkesi, fırtınası eksik olmayan Rüzgâr Ülkesi, hepsinden yüksek olan ise Dağ Ülkesi olarak açıklayabilirim. Bu beş ülkenin hükümdarları ülkelerini adilce yönettikleri için hiç savaş yoktur. Hükümdarların tek varisleri aynı rüyayı aynı gece görene kadar her şey huzur içinde devam eder. Prenslerin gördükleri rüyada; şu ana kadar hiç görmedikleri kadar büyüleyici bir kent, müthiş bir doğa ve rüyada bile hayran bırakacak, ışıktan bir güzellik halindeki kızı görerek aşık olurlar. Prensler uykudan uyandıktan sonra bile rüyanın etkisinden uzun süre çıkamazlar. Önce hükümdar babalarına sonra kâhinlere rüyalarını anlatıp yol ararlar. Kâhinler; rüyanın haberci rüya olduğunu bu yüzden de gördükleri kenti ve âşık oldukları kızı bulmalarını tavsiye ederler. Kâhinler, rüyayı detaylarıyla dinleyip onları Aşk Tanrıçasıyla eşleştirir. Aşk Tanrıçası gençleri uzun, meşakkatli bir yolun beklediğini hatta bu uğurda canlarını bile kaybedebileceklerini belirtir. Bu tehlikeli arayışta onları dikkat etmeleri gereken beş öğüttü vardır; Kararlı, cesaretli, tutkulu, iyilikten ayrılmayarak ve son olarak da diğer kelamların üstünde olan özgürlüğe vurgu yapar.

Beş prensin beşinin de o günden sonra hayatları değişir. Presler, âşık oldukları kızı bulma yolunda kendi ülkelerinde zorlu bir seyahate giderler. Yönettikleri halklarının çektikleri sıkıntılara şahit olup çözüm bulurlar ve halk tarafından sevgi saygı alırlar. Aşk yolunda onlara verilen görevlerin cesaretle üstesinden gelirler. Rüyalarında gördükleri yerin kendi ülkelerinde olmadığını anladıklarında kızı diğer ülkelerde aramaya devam ederler. Yolları mecburen Araf’a düşer ve Araf, tüm kıtaların kesiştiği, iklim ve doğası farklı küçük ülke. Bu küçük ülkede, dinlenmek isterler ve beş  prens ile adamları bu küçük ülkeye geldiklerinde konaklamak için aynı hana giderler. Yanlarına hepsi beşer adam almıştır. Gençler sohbet ederken yola çıkış nedenlerin aynı rüya olduğunu anlattıklarında aralarında tartışma çıkar. Han sahibi araya girip hakemlik yapar. Aradıkları şehri inşa ederlerse rüyalarındaki kızın oraya geleceğini söyler. Prensler bu öneriyi gerçekleştirmeye karar verirler ve Araf’ın hükümdarı, gençlere yapacakları kentte görüşmeleri için Anlamsızlık ovası adında büyük bir alanı verir. Bu kent prenslerin ve beş ülkenin katkısıyla beş yılda bitirirler. Beş ülkenin kendilerine ait kale burçları bahçeleri, hanları, rüyalarında ne gördülerse hepsi artık gerçekte de var olur. Rüya gibi şehirde rüyalarındaki kızı gördüklerinde içlerindeki heyecanı durduramazlar. Beş prensin beşi de kızın kendisini seçmesi için kızı yakalamaya uğraşırlar. Zavallı kız çıkış ararken prenslerin kendi burçlarındaki kapılardan çıkamayınca çaresiz ve arada kalır. Tüm kapılar örülür. Kaçacak yeri kalmayan, hırpalanan kız aniden güvercine dönüşerek, uçup gider. Prensler şaşırlar. Sessizliği Aşk Tanrıçası bozarak, gençlere bahsettiği beş kelamı hatırlatır. Sonuncu kelam yani özgürlük yoksa kararlılık felaketle sonuçlanır; özgürlük yoksa cesaret zulmün kapısını açar; özgürlük yoksa tutku büyük bir zindana dönüşür; özgürlük yoksa iyilik en korkunç kötülükleri uyandırır diye belirtir.

Prensler rüyalarında ki şehri inşa etmiş fakat kentin kapılarını da ördükleri için bu aşk şehri kendilerinin hapishanesi olduğunu fark ederler. Sevmek için insanın özgür olması, özgürlük yoksa aşkın da olmayacağını, gardiyanlığını kendilerinin yaptığı hapishane olduğunu fark ederler ama çok geçtir. Tavsiye ederim. Keyifli okumalar. 


12 Ağustos 2024 Pazartesi

Sarah Jio-Böğürtlen Kışı

 


Herkes merhaba 😃🌞☀️ 

Nasılsınız? Umarım iyisinizdir. İkinci kez okuduğum ve kapağının yenilenmiş olduğu haliyle tekrar okuduğum bir kitap. 1933 yılı mayıs atında büyük bir kar fırtınası olmuştur. Vera, 3 yaşındaki oğlu Danieli çalışmak zorunda olduğu için evde bırakmak zorunda kalmıştır. Bırakacak kimsesi yoktur. İşten eve geldiğinde oğlumun kaçırıldığını, geriye kalan küçük mavi papyonlu ayısını ise kar’ın üstünde bulur. 2013 yılında yine mayıs ayında bir kar fırtınası olur. Claire, 1 yıl önce evladı kaybetmiş ve evliliğini kaybetmek üzere olan bir kadındır. 80 yol öncede bu kar fırtınası olmuş, bu haber önüne gelince hem kar fırtınasını hemde Vera’nın hikayesini araştırır. Bu daha başlangıçtır.  İki farklı zamanı birbirleriyle eş zamanlı olarak anlatılması oldukça güzel bir uyum, akıcılık, sürükleyicilik ve her iki ana karakteri de anlamayı sağlıyor. Vera’nın anneliği, Vlaire’ın eşiyle olan sorunları, zengin ve fakir gibi birçok kavrama yer verilmiş. İkinci kez okumak güzeldi. Keyifli okumalar.

11 Ağustos 2024 Pazar

Ahmet Ümit-Şeytan Ayrıntıda Gizlidir

 


Herkese merhaba 🌞☀️😃 

Nasılsınız? Umarım iyisinizdir. Baş komiser Nevzat ve yardımcısı on sekiz ayrı cinayeti araştırdığı öyküden oluşuyor. Anlatımı ve akıcılığı oldukça beğendim. Kitaba ismini veren Şeytan Ayrıntıda Gizlidir öyküsünde Başak isimli kızın, zemin üzerinde yer alan yıldızın üzerine elleri ve kolları bağlanarak öldürülür. Başak’ın amcası Abdülbaki ile görüşülür. Annesi trafik kazasında, babası lösemiden ölmüş; Türk geleneklerine göre yetişsin diyerek yaşadığı ülkeden getirilmiş, uyum sağlayamamış ve ailesinin verdiği Büşra ismini utanarak kullanmayıp yerine Başak ismini kullanan biridir. Asi ve satanist grubuna dahildir. Anneyle babayı kaybedince sevgilisi Kaan ile görüşür. Başaklın kurban edilmeyeceğini öğrenir. Katilin borcu yüzünden öldürüldüğü öğrenilir. Tavsiye ederim. Keyifli okumalar. 

7 Ağustos 2024 Çarşamba

Ahmet Ümit - Ninatta’nın Bileziği

 


Herkese merhaba ☀️🌞😃 

Nasılsınız? Umarım iyisinizdir. Günümüzden 3 bin 300 yol önce yapılan Kadeş savaşı ile Mısır ile Hititlilerin karşılaşması ele alınıyor. Savaş sonrasında tapılan antlaşma tarihe ilk olarak geçer. Kadeş Savaşına dair her şey Mısır kaynaklarından alınan belgeler ve elde edilen bilgilerin tarihin tanıtılabileceğini gösteren epik türde bir kitap. Mesela Mısırlıların savaşı kazandıklarını yazmalarına rağmen, bugünkü Suriye'nin Hititlilere ait olduğunu öğrenmiş oluyoruz. Kitapta ise savaşın kederiyle örtülü bir kadın ve ölümsüz aşkının öyküsü anlatılıyor. Bunu okurken Hitit duaları, büyüleri, lanetler, yazışmaları da okuyoruz. Keyifli okumalar. 

Ahmet Ümit-Agatha'nın Anahtarı


 Herkese merhaba 😃☀️🌞 

Nasılsınız? Umarım iyisinizdir. Yalın bir dille yazılmış, polisiye hikayelerden oluşuyor. Oldukça akıcı bir kitap. Kahramanımızın ağzından okuyoruz. Kahramanımız, eski dostu olan İhsanla buluşur. Çünkü önemli bir konu konuşacaktır; kahramanımız polisiye yazarı olduğu için eline geçen önemli belgeyi İhsanla paylaşarak kitap yazmayı ister. Dünyaca ünlü polisiye yazarı Agatha Christie, Türkiye’ye gelmiş ve başından önemli şeyler geçmiştir. Bu olayların belgeler İhsandadır ve kahramanımızla paylaşmak ister. Zengin dayısı Kamuran’ın tüm malı da İhsan’a geçmiştir. 1920’li yolların başında Agatha Christie aldatılınca, tatil amaçlı Türkiye’ye gelir. Kamuran dayı, kendinden 15 yaş büyük Mualla ile evlidir. Kamuran, Muallanın parasıyla servet kurmak ister ama Mualla genç erkeklere düşkündür. Kamuran, karısından kurtulmak istediği dönemde Agatha Christie ile tanışmış. Mualla hanım ise Agatha Chrsitie ile tanışarak kitapları ve cinsiyetler hakkında konuşmuş ki Agatha Christie iç acısıyla pek aldırış etmemiş. 

Mualla ile Kamuran kavga ederek, Kamuran arkadaşı Rauf’a gider; ertesi sabah Mualla’nın ölüm haberini alır. Polis, Kamuranı sorguya alır ama Kamuranın yapmadığı anlaşılınca hem soruşturma kapanmış hemde kalp krizi olarak algılanmış. Kamuran hep aynı ifadeyi vermiş ve günlük yazmayı da bırakmış. Yıllar sonra Agatha başka adamla evlenmiş, yolu İstanbula düşünce Kamuran ile vedalaşma ziyareti yapar. Her şeyin gizli bölgede yer alan bir mektupta yer aldığını konuşmuşlar. Her şeyin sebebi ise Kamurandır. Daha fazla spoi vermeden okumanızı tavsiye ederim. Keyifli okumalar. 

6 Ağustos 2024 Salı

Üstün Dökmen-Palandöken

 


Herkese merhaba ☀️😃🌞 

Nasılsınız? Umarım iyisinizdir. Biyografi türünde bir kitap. Psikoloji kitapları haricinde roman, şiir, tiyatro türlerinde de birçok esere imza aran ve Küçük Şeyler okulu ile programını yapan yazarımız kendi köklerinin peşinde atalarının kim olduğu, nasıl bir hayat yaşadıklarını ve kendi hakkında, evliliği ve eşi ile ilgili de bilgiler verdiği tarih, sanat, edebiyat, eğitim ve nicesini aktardığı bit kitap. Tavsiye ederim. Keyifli okumalar. 🌸

4 Ağustos 2024 Pazar

Dav Pilkey-Köpek Adam İki Kediciğin Hikayesi

 


Herkese merhaba ☀️😃🌞 

Nasılsınız? Umarım iyisinizdir. Çok gülerek okuduğum bir kitap. 7 yaş ve üzeri bir kitap.Kedicik, bıyığından bir parça alarak kendisini kopyalar ve bunu kabullenememesi, kabulleninceye kadar yaşadıkları ve kabullendiklerinden sonra yaşadıkları ele alınıyor. Kedimiz, bilim insanı ve birçok şey icat ediyor. 7 yaşındaki yeğenimin okuduğu bir kitaptı ve iyi ki okumuşum dediğim bir kitap. Yazarın diğer kitaplarını da okumayı düşünüyorum. Keyifli okumalar. 

İclal Aydın - Yaz Bitmesin


 Herkese merhaba 🌞😃☀️ 

Nasılsınız? Umarım iyisinizdir. Bugün tam 30 oldum, 30 yaşıma girmeyi kitap okuyarak kutlamak oldukça güzel. Deneme türünde bir kitap. Hayatı, sinemayı, tiyatroyu, televizyonu, edebiyatı ve daha birçok şeyi sorgulatan, düşünmeye iten; sohbet havasına geçen güzel, akıcı ve anlamlı bir kitap bence. Tavsiye ederim. Keyifli okumalar. 

3 Ağustos 2024 Cumartesi

İclal Aydın-Gördüğüme Sevindim

 


Herkese merhaba 😃☀️🌞 

Nasılsınız? Umarım iyisinizdir. Yazarınızın Yaz Bitmesin,Gördüğüme sevindim ve Evlerin Işıkları Bir Bir Yanarken seri kitaplarının ikincisi. Gazete köşesinde yazdıklarını derlediği bir kitap.Birçok okuyucusu kitap haline getirmek istemese de üç kitapta derlemek istemiş. Hayata dair birçok şeyi sorgulayan,araştıran ve düşündüren bir kitap olmuş. Keyifli okumalar. 

Üstün Dökmen-Metrestepe

 


Herkese merhaba 🌞☀️😃 

Nasılsınız? Umarım iyisinizdir. Elimde okumam 13 kitap daha var ve kitaplara hiç doymuyorum, nedense. Kitabımız oldukça güzel ve akıcı idi. Anlatımı beğendim. İçe işeyen bir kitaptı. Kurtuluş Savaşı zamanında Bozüyük yakınlarındaki Metrestepe isimli yerde Metrestepe Savaşına katılanların torunları Metristepe Manzaralı Villalarda yaşamaktadır. Birçok varlıklı erkekler, metreslerini buraya getirmektedir. Hem savaş dönemini hemde torunların oradaki yaşadıklarını okuduğumuz; kadınlara bakış açısı ve yaşadıkları, tarihsel bakış açısı ve bolca psikolojik tahlillerin yer aldığı bir kitap. Bolca mesajta yer almakta. Keyifli okumalar. 

1 Ağustos 2024 Perşembe

Üstün Dökmen-Mandal

 


Herkese merhaba ☀️😃🌞 

Nasılsınız? Umarım iyisinizdir. Anlatıcımız Tomris Vural hanım eşi ve kedisi ile birlikte yaşamakta. İletişimsizliği, aldatmayı, hayata tutunmayı, manevi değerleri ve daha birçok şeyi sanat, edebiyat, düşünürler üzerinden kadınların tarih boyunca süregelen sorunlarını anlatıyor. Farklı bir bakış açısını mizah ve felsefi olarak aktarmış. Keyifli okumalar. 

Melanie Dobson-Yıldızlarda Saklı

 


Herkese merhaba 😃☀️🌞 

Nasılsınız? Umarım iyisinizdir. İki farklı zamanda geçiyor, kitabımız. 1938 yılında Alman birlikleri Yahudilerin üzerindeki uyguladığı soykırım nedeniyle Viyana'ya giderken ana karakterimiz Max Dormbach hayatının sonsuza dek değişeceğinden habersiz hayatına devam eder ama birlik gelince Max ailesinin nüfusunu kullanarak Yahudi arkadaşlarına gizlice yardım eder ve kıymetli eşyalarını, ailesine air şatoda saklaması İçin şatonun hizmetlisi olan diğer ana karakterimiz Annika'ya  vermektedir. Annika ise küçüklüğünden beri Max'e aşıktır ve Max için hey şeyi yapmaya hazırdır. Ta ki Mac, şatoya sevdiği kadını getirene kadar. Annika başta bu kadın yüzünden içerlese de ailesinin paramparça ettiği, çektiği acılara rağmen umutla hayata tutunmaya çalışan bı kadına yakınlık hisseder; aralarında bir bağ kurulur. İkisinde büyük fedakarlık yapar. Her şeye rağmen bu üç kişiyi hem fedakarlıkları hem merhametleri hemde çabaları için çok sevdim, takdir ettim. 

Aradan seksen yıl geçer ve kitabımız günümüz zamanı ile anlatılır; kız kardeşiyle beraber çocuklarınla dolup taşan bir kitapçı işleten diğer ana karakterimiz Callie Randall hayatından çok memnundur ve güzel bir hayat yaşamaktadır. Bambi isimli kitabın eski basımında bulduğu liste ile Annika'nın hikayesi ile kendi hikayesini yazmaya cesaret edemediği halde hem kendi hemde Annika'nın hikayesini yazmaya karar verir. Bu yazma cesaretinde hem Annika'ya ulaşması hemde herşeye tüm gerçekliği ulaşmasında yaşadıkları anlatılıyor.

1938 yılı ile günümüz içiçe anlatılıyor ve zaman geçişleri hiç zorlamıyor. Eş zamanlı ilerlediği için kolaylıkla bağ kurulabiliyor. Anlatımı oldukça beğendim. Keyifli okumalar.