26 Eylül 2024 Perşembe

Halit Ziya Uşaklıgil-Ferdi ve Şükerası

 


Herkese merhaba ☀️🌞😃 

Nasılsınız? Umarım iyisinizdir. Son paylaşımından sonra Kuran ve Dinler Tarihi isimli iki kitap okudum.Kuran’ı, Dinler Tarihi kitabı ve bu kitabı pdf olarak okudum. Dinler Tarihi kitabını tavsiye ederim, oldukça iyi araştırılmış bir kitap. Bu kitabımızın dili, yazıldığı dönemden kaynaklı olarak bana ağır ve ağdalı geldi. Günümüz Türkçesine olan karşılıkları ile çok bölündüm.Ana karakterlerimiz; İsmail Tayfur dünyada paradan daha önemli şeylerin olduğuna inanan ve zeki bir delikanlı, Ferdi Bey için tek önemli olan şey parası ve paradan sonra sevdiği şey kızı ama para için yapamayacağı bir şey olmadığı gibi sırf para için yaşamakta, Seniha ise İsmail Tayfur’u çok seven ama sevdiğini söyleyemeyecek kadar yürekli ve asil olarak tasvir edilmiş, Hacer ise her şeyi parayla elde ettiği için şımarık ve bencil olduğu kadar her şeyi parayla halletmeye çalınan hırsı olmayan bir kişi. 

Kitabın yorumuna gelince; İsmail Tayfur, Ferdi ve Ortakları Ticaret evinde muhasebecidir. Yakışıklılığı ile herkesi etkileyen biri. Maaşı az olduğu için orasını sadece ailesine harcayan ve fazla sosyal aktivitesi olmayan bir genç. Ferdi ise İsmail’in babasıyla çalıştığı için İsmaili yanına alan zengin biri. Ferdinin Hacer isminde çok güzel bir kızı var. Ferdinin evi büyük bir binanın alt katında iken, diğer katlarda Ferdinin nuhtem olarak tasvir edilen evi var. Hacer, evde olmadığı zamanda babasının yanına İsmail’i görmeye ve can sıkıntısını gidermeye gider. Ama İsmail Senihayı seviyor ve bu yüzden Hacer’e yüz vermez. Hacer, İsmail’i yanlış anladığı için yanlış yorumlar. Her şeyi günlüğüne yazar, Hacer. Ferdi, kızının günlüğünü bulur ve her şeyi okur. Bundan uyanır. Hacer’in beklediğinin aksine Ferdi, Hacere sarılır ve evlenebileceklerini söyler. Herkes Ferdi’den nefret eder ve Ferdi, İsmail’i çağırarak maaşını artırması ile bunun nedeni merak edilir. İsmail’in annesiyle görüşen Ferdi, anneyi ikna eder ve anne baskı kurar. Saniha ise üzülür ve aralarındaki aşktan dolayı hiç şüphesi yok ama Sanihaya, İsmail ile Hacer’in nişanlılık haberi gidince ayrılmak zorunda kalır. İsmail’le Hacer evlenir ve Tayfun umutsuz bir hayat sürer. İç güveysi olacağı için ayrıca kötüdür. Hacer, İsmail’in onu sevmediğini anlar ve hiç mutlu olamaz. İsmail, Sanihanın yanına gittiğini görünce nasıl sevdiğini ve karısından nasıl nefret ettiğini anlatır ve Hacer her şeye tanık olup, kahrolmuş olarak eve döner. İsmail eve dönünce ayrılmak ister ama Hacer kapıyı kilitleyip, kavga ederlerken mum düşünce yangın çıkar. Hint dizisine döndü gibi oldu diye düşündüm bir an,kitabı. Neyse, evden çıkarken Haceri kurtarmak için geri dönen İsmail, Hacerin öldüğünü fark eder. Ev tamamen kül olur ve Ferdinin kasası da yok olur. Sonrasında İsmail aklını kaybeder. Anne ile Ferdi vicdan azabı çekerler. Paranın mutluluk getirmeyeceğini anlatınca lanet okurlar ama ne fayda. Tavsiye ederim. Keyifli okumalar.


16 Eylül 2024 Pazartesi

Serkan Karaismailoğlu-Kalk Bir Dopamin Demle

 


Herkese merhaba ☀️😃🌞 

Nasılsınız? Umarım iyisinizdir. Elimde sadece 2 basılı kitap olarak okuyacağım kitap kaldı. Okumak istediğim birkaç kitabı telegramdaki kitap pdf gruplarında bularak kendime mesaj olarak gönderdim. Kitapları okudukça sizlerle görsellerini telefon ekran görüntüsü alarak paylaşacağım. Yazarımızın Pia Mater, Kadın Beyni-Erkek Beyni, Arachnoid Mater, Beyinde Ararken Bağırsakta Buldum, Dura Mater, Dünyanın En Yalnız Beyni tüm kitaplarını okumuş ve kitaplığımda yer vermiş biri olarak yeni kitabını da okumasam olmazdı. :) 

Dopamin zevk, memnuniyet ve motivasyon için önemli bir kaynak. Beyin tarafından üretilen bir nörotransmitterdır ve sinir hücreleri ile aktif olup; ödül merkezi olarak bilinen ve hafıza, hareket, motivasyon, iyi tüh haki, dikkat vb birçok vücut fonksiyonu üzerinde etkilidir. Egzersiz, sağlıklı ve yeterli beslenmeye özen, 7-8 saatlik uyku, rutinler oluşturmak ve davranışın uzun süreli olması için motivasyon olarak kullanacağına ödüller dopamin miktarını artırmaya yardımcı olacağını; hangi durumlarda ve nasıl azalacağını anlatan; görsel ve akademik araştırmalarla anlatılması güzeldi. Tavsiye ederim. Keyifli okumalar. 🌸

14 Eylül 2024 Cumartesi

Mauren Healy-Duygusal Olarak Sağlıklı Çocuk Yetiştirmek


Herkese merhaba 🌞😃☀️ 

Nasılsınız? Umarım iyisinizdir. Duygusal Olarak Sağlam Çocuk dediğimizde empati yapabilen, duygularını anlatabilen, duyguları anlayabilen ve kendi duygularını aktarabilen, emprati kurabilen, duygusal destek aradığında bulabilen ve hem duygusal zeka (eq) hemde IQ olarak gelişmiş bireylerdir. Duygusal olarak sağlam çocuklar yeni rutinler oluşturabilen, rutinlerine hem bağlı kalabilen hemde dışına çıkabilen, çözüm üretebilen çocuklardır. Anne baba ve öğretmenler, çocukların duygu ve düşünceleri anlamak, destek olmak ve kimi zaman sadece bedenen, sadece sözel, sadece duygusal;kimi zamanda hepsi birden olması gerekiyor. Çocuklar ve yetişkinler duygularını yazma, olayları yazıya dökme, sözel paylaşma ile artırılabilir. Oldukça faydalı ve güzel bir kitap. Tavsiye ederim. Keyifli okumalar. 

Katherine Center-Sen Ne Dilersen

 


Herkese merhaba 🌞😃☀️ 

Nasılsınız? Umarım iyisinizdir. Dün bir baktım ki okuyacağım üç kitap kalmış ve yeni kitap seçmeye Giresun Çalıkuşu Kitabevine gittim. Tekrar KPSS sınavına girmeyi düşündüğümden KPSS konu anlatımlı bir set ile bir kitap alıp çıktım. Kitap seçmeye zorlandım ve bu yüzden internetten araştırıp öyle kitap alışverişine çıkmaya karar verdim. 

Çok uzatarak ve alaksız kitap yorumu girişimden sonra geleyim kitap yorumuma. :) Samantha karakterine bayıldım. Çok sevdim ama Duncan Carpenter karakterinden o kadar nefret ettim ki…Bir an Duncan karakterini gırtlaklayasım geldi. Samanta ve Duncan eskiden tanışıyorlar. Samanta, eskiden Duncan’a aşıktır ama Samanta, herkes için görünmez, silik bir karakter ve buna rağmen mükemmel;işine,öğrencilere ve çalışma arkadaşlarına bağlı, sevilen bir kütüphane görevlisi. Ki işine bu kadar bağlı, severek yapan az insan gördüm. Yerinde olmak isterdim. Dıncan ise yıllar içinde değişmiş; titiz, disiplinli,kuralcı ve kurallara uygun yaşayan bir okul müdürü olmuştur. 

Samanta yepyeni bir başlangıç yapmaya karar verir ve işe başlaması onun için çok iyi fırsat olur ama Duncan’ı görene ve Duncan’ın değiştiğini görünce her şey değişir. O tatlı, naif ve sevecen adam gitmiş; yerine korumacı, sert, kuralcı ve berbat derecede sinir bir adam gelmiş. Okulda çocuklar için bir sürü etkinlik var ve bu etkinlikleri tek tek iptal ediyor,Duncan. Ki burada çok sinir oldum. Ayrıca Samantha’yı sormadan tanıması ve Samantha da dahil herkese karşı davranışları yüzünden ayrı bir sinir oldum. Şeytan diyor ki denizde derine at,çırpınsın. O derece sinir oldum. :) Sonradan Duncan kendini düzeltti ama ne fayda. Baştan birini sevmediysem, sonrasında ne yaparsa yapsın sevemem; gerçek hayatta da. Aynısı kitapta da oldu, bir türlü sevemedim; Duncan karakterini. Diğer karakterleri de oldukça çok sevdim. Anlatımı oldukça beğendim. Tavsiye ederim. Keyifli okumalar. 

Matt Haig-Hayat İmkansız

 


Herkese merhaba ☀️😃🌞 

Nasılsınız? Umarım iyisinizdir. Ana karakterlerimiz emekli matematik öğretmeni Grace Winters ve öğrencisi Maurice Augustine. Grace günlerini kitap okuyarak, televizyon izleyerek ve bulmaca çözerek geçirir. Ta ki öğrencisi bir e-posta atana kadar. İbiza’nın engebeli tepeleri ve altın kumsalları arasında bir yere tek yön bilet ile hiçbir fikri olmadan Grace gider ve hayatı ile ilgili sır kalan gizemleri çözmesine eşlik ediyoruz. Evi ise öğrencisi Maurice’e ihtiyacı olduğu için bırakır. Hem Grace’in hayatı hem Grace’in fikirleri hemde Maurice’in hayatına eşlik etmek oldukça keyifli ve güzeldi. Yazarın diğer kitaplarını da beğenmiştim,bu kitabının da anlatımını da akışını da beğendim. Tavsiye ederim. Keyifli okumalar. 

12 Eylül 2024 Perşembe

Ahmet Ümit-Kayıp Tanrılar Ülkesi

 


Herkese merhaba 😃☀️🌞 

Nasılsınız? Umarım iyisinizdir.Berlin'de büyümüş devrimci ve göçmen bir ailenin kızı Yıldız Baş komiser ve yardımcısı Tobias Berlin'dedir ve ana karakterlerimiz.Türk asıllı, yazılım mühendisi Cemal Ölmez kendi evinde vahşice öldürülmüş olarak bulunur.Cemal'in kalbi yerinden çıkartılmış, eline yerleştirilmiş ve kendi çizmiş olduğu Zeus'un resmine doğru yerleştirilmiş.Olay yerinde maktulün telefonu çalar, cevap veren Tobias arayanın Cemal'in arkadaşı Rafael Moreno ile konuşur.Rafael, Cemal'in ölümünden habersiz ve öğrenince yıkılır.Yıldız ve Tobias Cemal'in en son kimlerle konuştuğunu öğrenmek için telefonu araştırır.Son konuştuğu kişiler Alex ve Peter.Olay yerini incelerler ve Cemal'in arkeolojiye ve mitolojiye olan ilgisini öğrenirler.Cinayet mahallinde yalnızca Zeus'un resmi değil, kolları, başları, ayakları eksik olan kabartma heykellerden oluşmuş bir kolaj da vardır.İki meslektaş kendilerini bir cinayet mahallinde değil de arkeoloji müzesinde gibi zannederler.Üst katta oturan hamile komşu Pilar, Cemal'in yakın arkadaşı, Rafael Moreno'nun eşidir ve Cemal ile ilgili konuşırlar.Son konuştuğu kişi Alex'in, acımasız biri Alex,Cemal'in sevgilisi olduğunu anlatır.Cemal’e şiddet uyguluyor hatta onu ölümle tehdit etmiş.Böylece ilk şüpheli Alex olur. Baterist olan Alex ile görüşmek için sahne aldığı müzikale giderler. Alex’in mitolojiye ilgisi olduğunu fark ederler ancak o bunu inkâr eder ve ilgi odağından kurtulmak için Cemal’in patronu Peter’den ve abisi Hüseyin'den bahseder. Çünkü eşcinsel oluşuyla,ailesiyle arasının bozulmasına neden olmuş. Daha sonra ifade almak için Cemal’in ailesine giderler ancak babası Kerem, Cemal’i reddettiğini belirtir. Dedesi Orhan ise kayıplarda. Cemal’in ailesi yıllar önce yapılan Bergama’daki kazılarda aile boyu görev almış olduğunu öğrenirler.O kazılardan elde edilen anıtlar Berlin’e getirilmiş ve Pergamon Müzesi’nde sergilenmekte.Cemal’in ailesi ise akrabaları Haluk’tan şüphelenmeye devam ederler.Çünkü aile içinde süregelen düşmanlık var. Bir başka şüpheliyse Rafael Moreno’nun yönlendirmesiyle yabancı düşmanı Neo Naziler.Genç bir çift köpekleriyle Şeytan Tepesi’nde dolaşırken bir ceset görürler ve bu ceset Cemal’in dedesi Orhan Ölmez’e aitt.Ne yazık ki o da Cemal gibi vahşice katledilmiş.Cinsel organı kesilip çamura bulanmış, cesedin karşısına kartal sembollü bir asa olarak dikilmiş. Bu cinayet de mitolojik temalı olduğu dikkat çekmekte.Ardından bir cinayet haberi de Alex için gelir.Alex’in ise derisi yüzülmüş.Katil kendini Zeus ilan etmiş ve cinayetlerini de diğer mitolojik karakterlere göndermeler yaparak işlemiş.Yıldız ve Tobias’ın şüpheleri Neo Naziler üstünde toplanmış ama eksik parçalar vardır.Bu cinayetlere neden olan olaylar, Berlin duvarı yıkılmadan önceye kadar gidiyor.Ölmez Ailesinin büyük büyükbabaları Pehlivan Efendi,Bergama’dan çıkarılıp Berlin’e götürülen Pergamon Altarı’nın kazılarına katılmış.Bu bir gelenek haline gelmiş ve ailenin erkekleri antik kentin ortaya çıkarılmasında görev almışlar.Bu işe gönlünü veren Pehlivan Efendi, genetik olabilen Grandiyöz Paranoya hastalığına tutulmuş ve kendisinin Poseidon olduğunu söylemiş.Yaklaşık yüz yıl sonra torunun torunu Kerem Ölmez de aynı hastalığa tutulmuş ve kendisini Kronos olarak görmeye başlamıştır. Çocukluk çağında antik kente çalışmaya giden Kerem, Munise Hanım’la evlenmiş ve çocukları Hüseyin olmuştur.Pergamon Müzesi ziyaretlerinde tanıştığı Nina Brückner ile sevgili olmuş ve ondan bir kızı, bir oğlu var.Karısından olan oğluna Cemal, Nina’dan olan oğluna ise Zeus’tan esinlenerek Kartal ismini vermiş.Berlin’deki siyasi olaylar Nina’yı ve iki çocuğunu silip atmasına neden olmuş.Nina ise bir süre sonra bir cerrahla evlenmiş ve Kartal’ın ismini Peter olarak değiştirmiş.Yıllar sonra anne ve babasının ölümüyle zengin olan Peter bir enerji şirketi kurup kardeşi Cemal’i bulmuş ve işe alır.Ressam olan Cemal’e, Pergamon Altarı’ndaki heykellerin resmini yapma ve bunlara aile bireylerinin yüzlerini yapma işini Peter vermiştir.Ancak Peter, Zeus’a kendi yüzünün verilmesini beklerken, Cemal kendi yüzünü verir. Bu olay onda dedesinin hastalığının onda da nüksetmesine neden olur.Uranos zannettiği Orhan dedesinin hayalarını keserek öldürmüş, fakat Cemal bunu fark edince ölüm sıralamasını değiştirerek Kronos yani Kerem Ölmez yerine Cemal’i öldürmüştür.Cemal, Katilin kim olduğunu Alex’e bildirdiği için Alex’i de öldürülür.Ardından Kerem’i öldürmek için cenaze evine, Bergama’ya geli.Yıldız Baş komiser olayları çözüme kavuşturmuş olmasına rağmen, Kerem Ölmez’in ölümüne engel olamaz.Ve kendini Zeus zanneden Peter, kollarını bir kartal gibi açarak kendini surlardan aşağıya bırakır.Oldukça akıcı ve güzel bir kitaptı.Keyifli okumalar.

Ahmet Ümit-Kukla


 Herkese merhaba 😃☀️🌞 

Nasılsınız? Umarım iyisinizdir.Olaylar, gözden düşmüş ve kendini tamamen alkole teslim etmiş bir gazetecinin, yirmi yıldır haber almadığı üvey kardeşinin ortaya çıkmasıyla olaylar başlar. Gazetecinin üvey kardeşi; yıllarca siyasetin içinde aktif rol oynamış, ülkücü tarafa yakın ama devlet için yapmayacağı şey olmayan vatansever biri. Öyle ki, sınır tanımazlığı, onun defalarca hapse girmesine neden olmuş; bu sebeple de zaten araları iyi olmayan üvey ağabeyi Adnan ve ailesinden uzaklaşmasıyla sonlanır.Gözden düşmüş gazeteci Adnan, her ne kadar Doğan’a yardım etmek istemese de bir anda kendisini olayların ortasında bulmasına neden olur. Olay ’Derin Devlet’ diye tabir edilen; kenarından geçen birinin bile, ayağına dolanıp ölümüne sebep olacak cinsten olayların içinde bulur kendini,Adnan.Bir tarafta istihbaratçılar, bir tarafta terörle mücadele ekipleri, bir tarafta antiterör uzmanları, aşiret ağaları, milletvekilleri ve faili meçhul cinayetler ile dolu.Okurken elinizden bırakamayacağınız,akıcı ve sürükleyici bir kitap.Dilin akıcılığı güzel.Kitap hepimizin görmezden geldiği ‘karanlık devleti’ akıcı bir dille anlatıyor.Devletin üstlenmediği operasyonlarda, kirli işlerde maşa olarak kullanılan zavallı insanlar var.Tavsiye ederim. Keyifli okumalar.

Ahmet Ümit- Bab-ı Esrar

 


Herkese merhaba 🌞😃☀️ 

Nasılsınız? Umarım iyisinizdir.Kitap çoğunlukla Konya’da geçiyor.Ana karakterimiz Karen Kimya Greenwood’un annesi İngiliz iken babası Türk. Babası mevlevi bir Konya’lıdır. Karen, iyi Türkçe konuştuğu ve bölge insanını iyi tanıdığı için bir olayı araştırmak üzere şirket tarafından İngiltere’den Konya’ya postalanır ve araştırmasını istedikleri ana olay bir otelde çıkmış olan yangın.Karen’ın görevi yangının kaza mı yoksa sabotaj mı olduğunu araştırıp bulmaya çalışır.Karen uçak yolculuğu boyunca oldukça gerin bir şekilde geçirir. Çünkü Karen, hamiledir. Erkek arkadaşı Nigel ile çok iyi anlaşmalarına rağmen Nigel bebeği istemiyor ve Karen, bu konuda oldukça kararsız.Uçak indiğinde kendisini Mennan bir adam karşılar. Otel yolundayken lastikleri patlar, Karen sıkılır ve yüzünü yıkama düşüncesiyle bir caminin çeşmesine doğru ilerler. Burada karşısına simsiyah giyinmiş olan bir adam çıkarak Karen’ın avucunun içine kahverengi taşlı gümüş bir yüzük bırakan adam “Senin olanı sana getirdim, korkma.” dedikten sonra yok oluyor ve bu kendisi ile ilgili bir sırrı araştırmaya iter. Olayı Mennan Bey’e anlattığında, Mennan Bey adamın utanmış olabileceğini belirtir. Karen, geri dönüp camiye baktığında buranın Şems-i Tebrizi Camii ve türbesi olduğunu görür ve bilgi edinmeye çalışır.Karen çalıştığı sigorta şirketinin vakalarından birini araştırmak üzere Konya’ya gelir ancak bir çok mistik ve gizemli olayla burun buruna gelir. Bu olaylardan hem Mennan Bey’i hem de Yakut Otel’in sahibi Ziya Bey’i suçlayarak herkesi zan altında bırakır. Üstelik otel yangınının bir sabotaj sonucu çıkarılmış olduğunu düşünsene de bu konuda herhangi somut bir kanıt yoktur. İşinin gerektirdiği şekilde ne Mennan Bey’e ne de otel sahibi Ziya Bey’e güvenmez. Şehri gezerken, kendisini yıllar önce terk etmiş olan babasından bir şeyler bulmayı umdu ama başarılı olamaz. Bir an önce bu işi bitirip dönmek ister. Ancak yaşadığı olayların sebebi neydi? Sürekli gördüğü siyahlar içindeki adam kimdi ve ne istiyordu? Adamın avuçlarına bıraktığı kahverengi taşlı kanlı gümüş yüzüğün sırrı neydi?Çocuğunu ne yapacaktı? Birçok şey öğrendiği ve keşfettiği birçok şey yaşar. Anlatımı beğendim. Tavsiye ederim. Keyifli okumalar. 

11 Eylül 2024 Çarşamba

Ahmet Ümit-Beyoğlu’nun En Güzel Abisi

 


Herkese merhaba 🌞😃☀️ 

Nasılsınız? Umarım iyisinizdir. Ahmet Ümit kitaplarını ikinci üçüncü kez okuyorum. Bir yılbaşı gecesi Tarlabaşı, Beyoğlu’da sokağın ortasında birisi bıçakla öldürülür, öldürülen kişinin silahı olmasına rağmen öldürülür. Başkomiser Nevzat, yardımcısı Komiser Ali ve kriminolog Zeynep, bu cinayeti araştırmaya başlar.Öldürülen kişi Engin ve Beyoğlu’daki mafya babalarından birinin yardımcısıdır. Soruşturma devam ettikçe, Engin’in patronunun arkasından iş çevirdiği ve bölgedeki eski evleri aldığı ortaya çıkar.Kentsel dönüşüm çerçevesinde buradaki arsalarda büyük bir yarış vardır.Diğer bir deyişle işin içinde bir yandan bir mafya hesaplaşması, diğer yandan farklı bir mafya liderinin de öldürülen kişi ile yarım kalmış bir hesabı olduğunu ve bunun işe şüpheleri üzerine çekmesini okuyoruz. Sevdiği birisini kandırarak, kendi patronuna ayarlamış. Kısacası, bu cinayetin ilk şüphelileri bölgedeki mafyalar ve bunların peşine düşerler.İşin içinde kumarhaneler, uyuşturucu, kadın ticareti ve diğer suçlara bulaşmış mafyalar var.Anlatımı ve akıcılığı oldukça beğendim.Tavsiye ederim. Keyifli okumalar. 

10 Eylül 2024 Salı

Ahmet Ümit-Patasana


 Herkese merhaba 😃🌞☀️ 

Nasılsınız? Umarım iyisinizdir. Kitap, bir arkeolog grubunun Antep'e kazı için gelmesi ve çevrelerinde gelişen gizemli cinayetlerini anlatıyor.Esra'nın başkanı olduğu Bernd, Timothy, Teoman, Murat, Kemal ve Elif'ten oluşan yedi kişilik bir kazı ekibi, Antep'teki kazı çalışmaları sırasında Patasana'nın tabletlerini bulmaya başlaması ile başlıyor. Bu tabletler, dünyanın en eski yazılı kaynaklarıdır ve yazman Patasana'nın yaşam öyküsünü de cinayetler ile birlikte okuyoruz. Lakin tabletlerin bulunduğu yer, köylülerin yatır olarak inandığı Kara Kabir'in yalnızca yirmi metre ilerisindedir ve köy halkı bundan rahatsız olur. Nitekim köyün yaşlılarından olan Hacı Settar'ın caminin minaresinden aşağı atılarak öldürülmesini de Kara Kabir'in rahatsız edilmesinde beden olduğuna yorarlar. Kazı ekibi başkanı Esra, bu olaydan oldukça rahatsız olur ve üzülür.Katili bulmada onlara Yüzbaşı Eşref yardımcı olur. Bu olaylar devam ederken, Esra ile Eşref arasında duygusal bir yakınlaşma olur.Kazı çevresinde gelişen ikinci cinayet ise köy korucusu ve ileri gelen aşiretlerden birinin reisi Cemşit Ağa'nın kafasının kesilip kucağına oturtulması olur. Bu olay karşısında şaşkına dönen kazı ekibi, köylülerin cinayeti yine Kara Kabir'in lanetine bağlayacak oluşlarından korktukları için katili aramaya başlarlar.Bir akşam yemek yedikten sonra çardakta çay içerken, kazının fotoğrafçısı Elif'in ayağını akrep sokar ve arkeolog Kemal ile Esra onu hastaneye götürür. Götürdükleri hastane başhekimi Timothy'in yakın arkadaşı David olan Amerikan Hastanesi.David onlara çok yardımcı olur ve Elif'e ilk müdahaleyi yaptıktan sonra Esra'yı odasına bir şeyler içmeye götürür. Sohbete sırasında David, babasının bundan tam yetmiş sekiz yıl önce bu cinayetlere benzer üç cinayetin işlendiğini hatırladığını belirtir. Nitekim Papaz Kirkor önceden kilise olan caminin çan kulesinden aşağı atılmış, Ohannes Ağa kafası kesilerek kucağına oturtulmuş, bakırcı ustası Gabo dükkanındaki kirişlerden birine asılmış bulunur. Buna çok şaşıran Esra, katilin yetmiş sekiz yıl önce işlenen cinayetlerin intikamını aldığını düşünür. Bu tahminini Yüzbaşı Eşref' e de aktarır ama Eşref cinayetlerin terör örgütünün işlediğinde ısrarcı olur.İşlenen üçüncü cinayet ise bakırcı ustasının oğlunun asılmasıdır. Bunun üzerine Esra'nın tahminleri doğru çıkar. Ama Patasana'nın tabletlerinin dünyaya duyurulacağı basın toplantısına çok az bir süre kaldığından bu cinayetin üzerinde ilgili olmazlar. Basın toplantısının yapılacağı sabah erkenden kalkarak, Antep'e gitmeye niyetlenirler ama Kemal kayıptır.Tam yola çıkacakları sırada, Yüzbaşı Eşref çıkagelir. Yüzü asık ve oldukça üzgün bir şekilde Kemal'in ölü bulunduğunu haber verir. Bütün kazı ekibi bu haber karşısında çok üzülür. Bundan en çok etkilenen Esra ve Elif olmuştur. Esra üzüntüden etrafındakileri suçlamaya ve saldırmaya başlar. Özellikle Bernd'i suçlar çünkü bir gece önce Kemal'le tartışmışlar ama her şeye rağmen basın toplantısına giderler. Basın toplantısında yapılan konuşmalar sırasında katil açığa çıkar.Anlatımı ve ilerleyişi beğendim. Tavsiye ederim. Keyifli okumalar.

6 Eylül 2024 Cuma

Ahmet Ümit-Elveda Güzel Vatanım

 


Herkese merhaba 😃🌞☀️ 

Nasılsınız? Umarım iyisinizdir.Ana karakterimiz Selanikli Şehsuvar Sami, Ester’in dayısı Leon Dayı’nın aracılığıyla İttihat ve Terakki Partisi’ne üye olur ve bu durumu gizleyerek hayatına devam eder.Fakat daha önemli ve mahrem görevleri yapmak için Payitaht’ta gitmesi gerektiğinde bir karar vermesi gerekir. Vatan ateş altındayken sevgilisi Ester’den ayrılır ve Cemiyet tarafından verilen görevleri eksiksiz yapmak üzere İstanbul’a geçer.Trablusgarp’ta olduğu gibi savaş esnasında cephede de savaşır. Ancak, döneminin bitişinde büyük bir pişmanlıkla kalır. Cemiyetin en önemli figürlerinden Talat Bey ve Enver Bey’in sarayın en güzel kızlarıyla evlenmeleri ile kırgınlığa neden olur; ancak asıl hayal kırıklığı, hürriyet için çıkılan yolda, iktidarı ele geçirmek için  baskı rejiminin Cemiyet tarafından uygulanması, Enver Paşa’nın zapt edilemez makam sevdası ve Talat Bey ile Enver Paşa arasındaki güç kavgası da etkili olmuştur. İktidarı ele alan Cemiyet muhalif gördüğü her unsuru kontrol altına alamadıklarının yaşamına son verir.Zaman Ahmed Rıza’yı haklı çıkarır ve önlenemez büyük yıkımı yaşarlar. Vatan için yola çıkılmış ama vatana zarar verilmiş ve Şehsuvar Sami iktidar hırsına sahip olmasa da bu cemiyetin içinde yer alır. Ama vatanı için gençliğinden ve sevdiği her şeyden vazgeçen Şehsuvar Sami 1926 yılına gelindiğinde hayatına son verilmesi gereken, vatan için tehlikeli bir kişi olarak görülüyor. 1926 yılındaki İzmir Suikastı girişiminin arkasında geniş muhalif kesimin bulunduğunun saptanmasının ardından birçok eski Cemiyet üyesi tutuklanarak;Maliye Bakanı Cevdet Bey idam edilir, Kazım Karabekir idamdan son anda kurtulur. Şehsuvar Sami takip edilmektedir, ta ki eski silah arkadaşı Mehmet Esad’ın otelde ziyaretine gidene kadar. Şehsuvar Sami Mehmet Esad’tan pek hazzeden biri değildir, ayrıca emekliye ayrılmaya çoktan karar vermiştir. Mehmet Esad’la münasebetinin hemen ardından Mülazım (Teğmen) Fuat da Şehsuvar Sami’yle irtibata geçer. O da kendisini cumhuriyet rejimini istemeyen bir teşkilatta yer aldığını ve kendisine ihtiyacı bulunduğunu söyler. Bu durum Şehsuvar Sami’yi oldukça şaşırtır, çünkü Mülazım Fuat, Cemiyet’in yaptığı yanlışları ve yaklaşmakta olan felaketi en isabetli şekilde gözlemleyen, Şehsuvar Sami’nin kardeşten öte arkadaşıdır. Birinci Dünya Savaşı’na dek birlikte omuz omuza çarpışmıştır. Mehmet Esad ise Birinci Dünya Savaşı’nda İngilizler için casusluk yapan Sessiz John’dan başkası olmadığını öğrenince çok şaşırdım. Bu suikast ise Mustafa Kemal’e suikast planlamaktadır. Mülazım Fuat ise Cumhuriyet’in istihbarat biriminde görev yapma sebebi Mehmet Esad’ı yakalamak için gerçek kimliğini gizlemiştir. Mehmet Esad’ın öldürülmesi ve Şehsuvar Sami’nin de temize çıkmasının ardından Şehsuvar Sami intihar eder ve otelde kaldığı 16 günlük sürede önce Ester’in İstanbul’da olabileceği duyumunu alan Şehsuvar Sami, daha sonra Leon Dayı’dan Ester’in kendisini affetmediğini, hatta unuttuğunu ve Paris’te kocasıyla mutlu bir hayat sürdüğünü öğrenmesiyle intihar eder. Tavsiye ederim.Keyifli okumalar

Ahmet Ümit-Beyoğlu Rapsodisi

 


Herkese merhaba ☀️😃🌞 

Nasılsınız? Umarım iyisinizdir. Dün akşam başlayıp, bu sabah danışan gecikince bitirdiğim ve ikinci kez okuduğum bir kitap. Galatasaray Lisesi yatılı bölümünden 3 arkadaş olan aklı başında, olgun, tekstil işindeki Selin, naif ve korkak Nihat ve yakışıklı, korkusuz, zengin Kenan’ın hikayesine ortak oluyoruz. Kenan pek çok iş yapmış, herkesin gıpta edeceği bir hayat yaşamıştır. Kafasını ölümsüzlüğe takmıştır ve kalıcı bir şekilde hatırlanmak şeklinde bir ölümsüzlük. Kenan, son yıllarda Beyoğlu’nda işlenmiş cibsyetlerin fotoğraflarını çeker ve herkesin kendinden bahsedeceğimi düşünür. Nihat ve Selim tehlikeli olacağını düşünse de yardım etmeye karar verirler. Bu konuşa da Rus Katya yardımcı olur, sanat yönetmeni olarak. Bu durum ise cinayet soruşturmasına sürükler, herkesi. Anlatımı oldukça beğendim. Tarih ile kurgunun bir arada olması ve dostluğu karması da oldukça ayrı ve güzel bir hava katmış. Tavsiye ederim. Keyifli okumalar 

5 Eylül 2024 Perşembe

Ahmet Ümit-Kavim

 


Herkese merhaba ☀️😃🌞 

Nasılsınız? Umarım iyisinizdir. İkinci kez okuduğum bir kitap. Süryani Yusuf Akdağ haç göğsündeki işlemeli bir bıçakla evinde ölü bulunur. Başında bir incil vardır ve bu incilde bazı yerlerde Yusuf'un kanı vardır. Üzerindeki Mor Gabriel yazısı ve sıkça tekrarı ilgimi çekti. Meryem'in adresini ise Yusuf'un arkadaşı Can'dan alırlar. Meryem, Yusuf'u öldürdüğünden şüphelendiği 2 mafyayı öldürürd. Nevzat'ın müdürü Cengiz ise bir an önce bu olayın bir an önce kapanmasını istemektedir. Çünkü bir ülkede çoğunluk Müslüman, az bir kısım Hristiyan olunca basının dikkatini çekecektir. Yusuf'un katili de öldürüldüğünde ise başarılı bir operasyon diye açıklama yapılması peşindedir, emniyet. Lakin zeki Başkomiser Nevzat bu kadar basit olduğuna inanmaz ve sorgulamaya devam eder. Bu sorgulama Malik ile Can'ı işaret eder. Süryanilik, Nusayrilik, Aziz Pavlus ve Agnoistiklilk konularında hem Nevzat hem biz çok bilgi ediniyoruz. Soruşturma derinleştikçe ger şey hiç ummadıkları şeyler yaşarlar. Tarikat mı yoksa başka çıkar ilişkileri mi, Yusuf'un ölümüne neden oldu?Mor Gabriel Manastırının konuyla ilgisi neydi ve neden bu kadar ismi geçiyordu?Nasıl bir kültür üzerinde yaşadığımızı ve çok şey öğreneceğimiz bir kitap. Tavsiye ederim. Keyifli okumalar. 

4 Eylül 2024 Çarşamba

David Almond-Dünya Büyülü Bir Yer


 Herkese merhaba 😃☀️🌞 

Nasılsınız? Umarım iyisinizdir. Eylül ayı kitap kulübü kitaplarından ilki. Çocuk kitabı olmasına rağmen yetişkinlere yönelikte bir kitap. Bir madenci kasabasına gidiyoruz.Sonbahar, kış ve ilkbahar olmak üzere üç ana başlıktan oluşuyor. Eskisi gibi üretim yapılmıyor. Kasabanın altı her ne kadar altı kötü olsa da ve maden kazasında büyük bir ölüm olsa da terkedilmiş galeriler,dehlizler ile dolu bir yer. Metruk alan ve kapatılmayan yerler çocukların oyun alnı. Kit Watson kasabalı çocukların yet altı plan ‘Ölüm’ isimli oyuna dahil olan,kasabaya yeni taşınmış bir ailenin çocuğu. Oyuna liderlik yapan kasabanın ve okulun hırçın çocuğu John Askew’dir. Çocuklar bu oyun ile oyuncu yeteneklerini sergilerken, kötü bir psikolojiye de tanık oluyoruz. Rol de olsa ölüm düşüncesi etkiliyor. Hele ki çocukların bunu uygulaması çok korkunç. Kit her ne kadar kasaba dedesinin kasabasıdır. Dede, çocukluğunu anlatır ve bu anılar, Kit üzerinde etkisi fazladır. Acılar kadar güzelliklerde etkiler. Dedenin kabuslarına neden olan İpeksi’nin varlığı çok uğraştırır, herkesi. İpeksi gerçekte var mı diye düşündürüyor, çünkü dede madende çalışırken fener ışığında bir var olup kaybolan bir silüet. Kit her ne kadar korksa da oyunlarına dahil eder. John’un böyle olmasında babası ile ilişkisi var; disiplinsiz hareketleri ile okuldan atılınca kayıplara karışır. Yarattıkları öyküleri canlandırırlar ve bunu çok iyi yaşatıyorlar, okuyucuya. Sanat, oyun,düşünce ve anılar hem gelişmeye gem sorun çözmeye yardımcı. İyiliğin kazanacağını ve iyiliğin bulaşıcı olduğunu anlatan bir kitap ama bu kitap için on beş yaş üstü için uygun olduğunu belirtmeliyim. Keyifli okumalar. 

2 Eylül 2024 Pazartesi

Ahmet Ümit-Agatha’nın Anahtarı

 


Herkese merhaba ☀️🌞😃 

Nasılsınız? Umarım iyisinizdir. Üçüncü okuyuşum ve hemen hemen aynı yorumla, yeni yorum ile tekrar paylaşayım dedim. 15 bölümden oluşuyor. Anlatımını beğendiğim bir kitap. Yazarın diline tekrar tekrar okuyarak daha da alıştım. Umarım yeni kitaplarını da okuruz. Türk edebiyatında polisiye romanda en iyi örneği Ahmet Ümit’in verdiğini düşünüyorum. Sevil Atasoy’san ders almış biri olarak, derslerinde söylediği şeyleri okudukça hatırlıyorum ve dedikleri hep farklı yazarlarda çıkıyor olması güzel. Kahramanımızın ağzından okuduğumuz, akıcı ve sürükleyici bir kitap. Ana karakterimiz eski dostu İhsan ile buluştuğu bir gün, polisiye türde eserler veren yazar arkadaşının işine yarayacağı bazı bilgi ve dökümanları ileterek kitap yazmasını ister. Ünlü yazar ve çok sevdiğim Agatha Christie cinayetler üzerine yoğun araştırmalar yapıp bu araştırmanlarını İstanbula geldiği sırada başına önemli şeyler gelmişti. Ünlü yazarın başına gelenlerin yazılı olduğu dökümanları İhsan’ın eline geçmiş ve bu bilgilerine dökümanları vefat etmiş dayısının günlüğünden bulmuştur. Agatha Christie, eşi tarafından aldatılmıştır ve buna dayanamayan Agatha Christie ,İstanbula gelmiştir. O sırada İhsan’ın dayısı kendinden 15 yaş büyük biriyle evlidir ve karısı genç erkeklere zaafı olan,evliliğinin ikinci yılında kendis genç sevgili yapan biridir. Karısından kurtulmaya çalışan dayısı, Agatha Chiristie ile Pera Palasta tanışır. Yazar,dayının sorularından kurtulmak için aavuşturarak cevap verir,kendi konağına davet eder. Kadına çok aşık olur ve Agatha Christie, dayının evine gitmeyi kavuş eder. Agatha Christie kimseyi çağırmamasını ister ama dayı, herkesi konağ toplar ve yoğun ilgiden dolayı konağı terk eder. Aynı günün akşamı dayı ile eşi kavga ederek evi terk eder. Sabah geri geldiğinde ise kadıno bahçede ölü bulur. Polisler ile Agatha, dayıyı sorgular ama şüpheli bir şey yoktur. Yıllar sonra,Agatha tekrar evlenir. İstanbula ikinci kez geldiğinde, dayıyo ziyaret eder ve cinayeti çözeceğini söylediği bir anahtarı olduğunu iddia eder. Anahtar, Agatha Christie’nin kaldığı Pera Palas otelindedir. Agatha Chiristie öldükten sonra kaldığı otel odası müze haline getirilir. İnsan anahtarı almaya çalışır ama başarılı olamaz. Sonrasında anahtarı, yazar arkadaşı ile almayı başarır. Bu anahtar ile cinayet aydınlanmış olur. İhsanın dayısı sevgililerinden birinin yanına giden karısını evde elinde bılakla bekler. Karısı eve gelince bıçaklamaya çalışır ama yapmaz. Karısı bahçeye kaçar ve bıçaklamak için hamleler yapar ama karısı kalp krizi geçirerek o anda ölür. Dayı, katil olmasa da ölüme neden olmıştır. Akıcı ve sürükleyici idi. Tavsiye ederim. Keyifli okumalar. 

Ahmet Ümit-Aşkımız Eski Bir Roman

 


Herkese merhaba ☀️😃🌞 

Nasılsınız? Umarım iyisinizdir. Üçüncü kez okuduğum ve detaylı yorum yapmadığım için tekrar sizlerle yeniden yorumlamak istedim. Üç hikayeden oluşuyor. İlk hikaye, kitaba ismini veren ‘Aşkımız Eski Bir Roman’.Pera Palas Otelinde Agatha Christie’nün odasında geçiyor. Yazarın Elveda Güzel Vatanım ve Agatha’nın Anahtarı isimli iki kitabına gönderme var. Edebiyat takıntısı olan bir adamın sadece roman karakterlerine karşı bir cinsel isteği var ve romanlardaki cinsel sahneleri canlandırma konusundaki yaptıkları sonucunda bir cinayet işlenmekte. Maktülümüz son derece iyi cinayetler işlediği görülüyor. Komiser Nevzat ve İstanbul Hatırası kitabına da gönderme var. İkinci öykümüz Overlokçu Kız, yoksul mahallelerde yaşanan cinayetleri ele almış. Töre cinayeti, uyuşturucu kullanımı, zengin eş peşinde koşanlar ve mülteci sorunları işlenilmiş. Toplumsal sorunlara göndermesi ile meşhur yazarım bu hikayesinde de işlemiş. Nevzat Komiser etrafındaki akış be gelişmeler oldukça güzel. Azel karakteri ayrıca ilgimi çektiğini belirtmeliyim. Üçüncü ve son öykümüz Sergey Nikoloyev Jerkovsji’ye Ne Oldu? İle bir profesörün kansere çözüm olduğu iddiası ile İstanbula bir seminer ve yarım kalmış aşkı ile gelmesini konu edinmiş. Korsan taksi, Türk-Süreli çatışması,eski kabadayıları kurguyla araya serpiştirmesi güzeldi.Janti Cemal kilit ve önemli bir karakter. Kitabın sonu yazarın, Sis ve Gece kitabı ile aynı sona bağlanması dikkatimi çekti. Kitap oldukça güzeldi. Akıcı ve sürükleyici bir kitaptı. Tavsiye ederim. Keyifli okumalar. 


Ahmet Ümit-İstanbul Hatırası

 


Herkese merhaba 😃🌞☀️ 

Nasılsınız? Umarım iyisinizdir. Hoşgeldin Eylül ayı. Profesör Necdet, bir Atatürk heykelini  önünde ölü bulunur ve elinde sikke vardır. Polis cüzdanı ile bozuk telefonun bulur. Detaylı araştırma için evine giderler ve karısıyla iletişime geçerler ama sonuç yoktur. Bunun üzerine eski eşinin sevgilisi Namık ile görüşülür. Namık hem cerrah hemde İstanbul savunma derneği üyesi. Hiçbiri şey bilmediğini ve ilgisi olmadığını söyler. O sırada bir ceset bulunur ve Necdette olduğu gibi elinde bir sikme vardır. Sikkebin üzerinde İstanbul’un ilk adı Byzantion yazılıdır. Profesörün eski eşinin sevgilisi Namık,2 polis memurunu ustalık ve bir süre hapis yatmıştır. İkinci kurban ise 3 yıl önce boşanmış ve yeniden evlendiği duşunda bir bilgiye ulaşamazlar. Üçüncü kurban bir gazeteci,dördüncü kurban ise mimardır. Tanıkların ifadesi cesedi beyaz bir minibüsün bırakmasıdır. Beşinci kurban, eski beslediği başkanı yardımcıdır. Detaylı araştırılma yapılsa da somut bir delil yoktur. Bir sonraki cesedin nereye gideceğine dair tezler üretilir ama sonuca ulaşamazlar. Başkomiser Nevzat, yedinci cesedin nereye bırakıldığını araştırır ve sinir bozucu bir halde bulur,kendini. Çalıpmalar sonuca ulaşırlar ve faillerin kendi polis arkadaşları olduğunu öğrenirler. Üç  arkadaş bir sonraki cesedi bırakır ve biri kaçar, biri yakalanır ve biri vurulur. Kaçan arkadaş mezarlıkta bulunur. Ailesinin ölümüne neden olanları tek tek bulasak öldüren asam,intikam aldığını savunuyor. Ki bence intikam böyle alınmamalı. En don kendini de vuruyor. Akıcı ve güzel bir kitaptı. Keyifli okumalar.