Herkese merhaba 😃☀️🌞
Nasılsınız? Umarım iyisinizdir. Aldığım Online terapi eğitiminde önerilen filmleri sizler ile paylaşacağım. Geçen haftalarda dört filmi (Stanford Hapishane Deneyi, Başkanın Adamları, Bizim Adımız Kriz ve Hotel Rwanda) paylaşmıştım. Sizlerle bu iki film harici 11 film daha paylaşacağım, ilerleyen zamanlarda. Psikoloji ile ilgili önerilen filmlerden izleyip beğendiklerimi sizlerle paylaşıyor olacağım. 🤗 İlk filmimiz Toc Toc (Takıntılar) isimli bir film. Takınları olan bir grup insanın gündelik yaşamda yaşadığı sıkıntılar ile gittikleri bir uzmanda sıralarını beklerken yaşadıkları ile birbirlerini tanıyarak, sohbetlerinde birbirlerini anlamaya çalışarak verdikleri destekler ile terapi yaşıyorlar. Böylece kendilerini
fark ederek yaşamlarında değişiklikler yapıyorlar ve yalnız olmadıklarını hissettiklerini görüyoruz, izlerken. İlk insandan günümüze dek her bir insanda belirgin bir şekilde olsa da olmasa da, farkında olsak da olmasak da, günümüzü etkileyip etkilememe boyutlarında değişiklik gösterse de kalıplaşmış takıntılar bulunmaktadır. Önemli olan bunu fark ederek, günümüzü ne kadar etkilediğini ve takıntının ne anlama geldiğini, nasıl başladığını, neden yaptığımızı anlamdırıp; yarattığı etkiyi ve zararı nasıl çözümlendirilebileceğine dair gönüllü ve istekli bir şekilde yollar bularak adımlar atarak ilerlemek için sabırla çabalamaktır. Nasıl desteklemek, anlamak, çözüm üretmek gerektiğini, sabırlı olmak gerektiğini anlatan eşsiz bir filmdi. İçlerinde en çok beğendiğim birinci filmdi.
İkinci filmimiz Mank filmi. 1940lara ve bir çiftliğe gidiyoruz. Ana karakterimiz olan senaristimiz bir kaza sonucu yatağa bağlı kalır ve senaryolarını buradan yazar. İkinci dünya Savaşı, Büyük Ekonomik Buhran, Kara Propoganda, ve senaristin alkole düşkünlüğünü görüyoruz, izlerken.
Bağımlılığın bireyde neler yarattığını ve hayatını nasıl etkilediğini, dönemsel sorunlara yaklaşım tarzı ve algılarımızı etkili anlatan bir film. Sağlıksal ya da herhangi bir konuda engellediğimiz zaman kendimize acıma, durumu unutmak için yapılanların bağımlılığa dönüşmesi, işleri ve günlük hayatı etkilemesini, karşı tarafı suçlamayı da görebildiğimiz bir film.
Üçüncü filmimiz The Village (Köy). Dış dünyaya tamamen
kendini kapatmış bir köyde, ormandan korkmalarını ele alınıyor. 19. yüzyıl siyasetine de gönderme yapılıyor. Korkularımız ve tüm duygularımız hakkında konuşmadığımızda, bizi nasıl ele geçirdiğimi ve beynimizin onu nasıl büyüttüğünü görüyoruz. Algı ile duyguların nasıl etkileşim içerisinde olduğunu da görüyoruz. Duyguları paylaşmanın ve duygularla düşüncelerin ardında mantıksal bir şey arama ile anlayarak çözmenin önemini görebiliyoruz.
kendini kapatmış bir köyde, ormandan korkmalarını ele alınıyor. 19. yüzyıl siyasetine de gönderme yapılıyor. Korkularımız ve tüm duygularımız hakkında konuşmadığımızda, bizi nasıl ele geçirdiğimi ve beynimizin onu nasıl büyüttüğünü görüyoruz. Algı ile duyguların nasıl etkileşim içerisinde olduğunu da görüyoruz. Duyguları paylaşmanın ve duygularla düşüncelerin ardında mantıksal bir şey arama ile anlayarak çözmenin önemini görebiliyoruz.
Toplumda sürü anlayışının yarattığı ve inançların yarattığı etkiyi de anlıyoruz. Bu etkiyi kırmanın zamanı geldiğini görmemize rağmen alışkanlıklarımız nedeniyle vazgeçmememiz, körü körüne bağlanmamızı da görüyoruz.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder