Herkese merhaba 🌞😃☀️
Nasılsınız? Umarım iyisinizdir ve güzel bir hafta geçiriyorsunuzdur. Dün öyle bir yağdı ki, İzmir’e. Dışarı çıkmayı bırakın sel gitti; hiçbir şey görünmedi, yağmurdan. Çok uzatmadan geleyim kitap yorumuma. Yazarımızın daha önce Grinin Elli Tonu, Özgürlüğün Elli Tonu, Karanlığın Elli Tonu, Grey ve Karanlık isimli kitaplarını okudum. Bu kitap ile de tüm kitaplarını okumuştum. Grey ve bu kitabını sevemedim. Grey’i sevemeden sebebim Christian’ın ağzından dinlemeyi sevmedim. Christian’ın hayatını öğrenmek güzeldi ama esas kızımız ile olan ilişkilerini okumak hoş değildi. Esas kızımızdan dinlemek daha güzeldi.
Bu kitabımız güzel başladı ama devamı güzel gitmedi. 2019
yılı Londra’da, Maxim Treveltan’ın güzel bir hayatı var. Yakışıklı, asil ve zengin bir karakter ama hiç sevmedim, bu karakteri. Nadiren yalnız uyuyan, çalışmak zorunda kalmamış, zorluk görmemiş ve kendini bir şey zanneden bir zavallı. Ailesinden bir miras kalır ve bu miras ile hazır olmadığı, yapmaya zorlandığı bir rolü vardır. Burada “oh olsun, sana” diye içimden geçirdim. İngiltere’den kaçak olarak gelen Alessia ile hayatı değişir. Alessia, Maxim’in hizmetçi rolünde çalışmaya başlar ve geldiği ilk günden bu yana Maxim, Alessia’ya karşı ilgi ve aşk duyar. Alessia’nın geçmişinden gelenler ile tehlikeli sulara hem Maxim hem Alessia girer. Tavsiye edemeyeceğim. Çünkü 10 üzerinden 4 verebileceğim bir kitap ve 18 yaş ve üzerine hitap eden bir kitap. Yazarımızın Grinin Elli Tonu serisi ile çıkardığı çıtadan sonra bu kitap o çıtayı düşürmüş. Keyifli okumalar, okumak isteyenlere. 🌺
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder