1 Mart 2021 Pazartesi

🌸 Bu haftanın beş film önerisi 🌸

 


Herkese merhaba 😃🌞☀️ 

Nasılsınız? Umarım iyisinizdir ve güzel bir hafta geçirirsiniz. İyi bir ay geçirmeniz dileğiyle. Bu hafta beş film önerim var. İlk önerim olan  V for Vendetta.  V olarak bilinen maskeli ana karakterimiz, totaliter rejimli İngiltere’de korkuyla sinmiş hala egemenliğini geri verebilmek için şiddetle her şeyi çözmeye çalışmakta. İngiltre halkını, Guy Fawkes günü olan 5 Kasımda Parlemento önünde buluşmaya davet etmesini konu edinen bir film. Ana karakterimiz koruma ve farkındalık kazandırmak için şiddete başvursa da şiddetin iyi bir şey olmadığını bir kez daha gösteriyor,film. Kendini, görüşlerini ve olan biten her şeyi bir bağlantı ile aktarıyor. Burada obsesifliğini aktarma şeklini görebiliyoruz. 5 Kasım’ın hatırlanmama ve neden hatırlanmadığına  dair duyduğu kaygıyı, kaygının neden olduğu düşünce ve davranışları da görüyoruz. Kaygı bozukluğu ve obsesif kompulsif bozukluğunun verdiği bilişsel ve davranışsal etkileri giyimi, maskesi, konuşma şekli, ses tonu, hareketleri, düşünce ve fikirlerini televizyon vb elektronik araçlar ile aktarmadaki ses tonu ile tavırlarını görebiliyoruz. Ana karakterimizin konuştuğu ve yağlı ekmek yaptığı kadın ile anlaşıldığını, anlaşılmak istediğini, anlaşılmaya başladığımdan emin olunca kendini açması ve kendi için bir şeyler yapması; kadınında bunlsra ihtiyacı olduğunun ve karşılıklı anlaşılma hissiyatı ile kendilerini toparlama, iyileşme süreçlerini görüyoruz. 

İkinci filmimiz American History XBabası siyah adamlar


tarafından öldürülen ana karakterimiz, büyük bir üzüntü ile yaşamına devam ettirmektedir. Arabasını soymaya çalışan üç siyah adamı öldürür ve hapishaneye girer. Derek, yani ana karakterimiz yaşamını gözden geçirir. Böylece iyi ve kötüyü daha iyi ayırt edebilecek konuma gelir. Renk, dil, ırk ne olursa olsun, içlerinde iyi ve kötü olduğunu fark eder. Hapishaneden çıktığında kardeşinin düşünce ve davranışlarını düzeltmek için mücadele eder. Ana karakterimizin öfkesi ve geçmiş travmalarının çevresindekileri nasıl etkilediğini, kendisine ve çevresine verdiği zararı, sonuçlarının bazen kötü olabileceğini gösteren bir film. Öfkemin neden olduğu kaygı ve olumsuz inançların etkisiyle her şeyi ve sevdiklerimizi kaybedebileceğimizi, öfke ve öfke gibi olumsuz duyguları kontrol etmemiz, öfke gibi olumsuz duyguların öfkenin altında yatan sebebi iyi anlayıp düzeltmek gerektiğini vurguluyor. 


Üçüncü filmimiz Şeytanın Avukatı. 
Ana karakterimizin obsesif kompulsif düşünce ve hareketleri ile davalara girmesi; duygu ve düşüncelerinin davalar dışında da özel hayatına  etkilerini görüyoruz. Dürtülerini kontrol edememe, kendi duygu ve düşüncelerini başkalarına uygulama çabası, değişim yerine değiştirmek istemesi, direnç göstermesi filmde bolca görülmekte. Ana karakterimizde obsesif kompulsif bozukluğu bastırmaya çalışması, bunu farklı bir yöne çekmeye çalışmasını da görmekteyiz. Girdiği davalarda kazanma hırsı, ikna olmama ve her şeye karşı oluşturduğu inanç, düşünceler  ve yargılar ile hayatını devam etmeye çabası ve en sonda da bir çaba göstermeye çalışması gayet başarılıydı.

Dördüncü filmimiz Fight Club. İsimsiz anlatıcı, monoton


hayatı ve uyku problemi olan bir kişidir; ailesi ve yakın dostları yoktur, doktor tavsiyesi ile kanser hastalarının olduğu bir terapi gurubuna katılarak Maria ile tanışır. Maria hasta olmamasına rağmen grubun toplantılarına katılmıştır. Anlatıcı ile Maria’nın çabaları, tüketici kültürü ve bu kültüre karşı alınan tavrın  ne olduğunu anlatan bir film. Bir yolculuk sonrasında evinin yanmış olduğunu gören anlatıcının, tek aradığı kişi ise yolda tanıştığı Tyler adındaki adamdır Tyler, Anlatıcı’nın ona yumruk atması için teşvik eder ve Tyler, Anlatıcı’nın hayatına yön vererek, evinde beraber yaşamak için teklifte bulunarak beraber yaşamaya başlarlar. Tyler ve Anlatıcı bir dövüş kulübü kurarlar, tek şartları sayıları 50 kişiyi geçmeyecek ve sayıları 50 kişiyi aşmayan genç birbirleri dövüşürler. Anlatıcının olduğu jenerasyon ölü bir jenerasyondur ama bu kulüp ile bir mesih haline gelir. Tyler ile Anlatıcının olaylara verdikleri tepkiler aynı olmaya olmaya başlar. Ama Tyler’ın, Anlatıcıya kasıtlı olarak haber vermediği Kıyamet Projesi ve kendisini yalnız bırakması ile şoka girer. Kendini  dışlanmış, önemsiz hissedenler için toplanma yeri olarak algılanan kulüpte üye sayısı ve üye bağlılığı da artmaktadır. Her yerde Tyler’ı arar ve ararken her şehirde kulübün ne kadar geliştiğini, yayıldığını görür. Polise giderek Kıyamet projesini  anlatır. Kıyamet projesi ise, büyük bankaları havaya uçurarak tüm verileri silip herkesi borçsuz bir hayata başlamasını sağlamaktır.


Beşinci filmimiz 
The Social Dilemma. Sosyal medyanın ve bilgiye  ulaşmanın insanların üzerindeki etkisini; Facebook, Twitter vb. sosyal medya mecraları ve en büyük güçlerinin içinde bulunmuş, sistemle ilgili bilgiye sahip kişilerin; sosyal medya ve hızlı bilginin insanlar üzerindeki manipülasyon etkisi hakkında bilgi vermesini içeren bir belgesel. Manipülasyonun büyüklüğünden ve yollarından bahsedilirken gerçek hayattaki etkisini ufak bir kurgu hikayesi ile destekleyerek üç çocuklu bir ailenin hikayesi ile anlatılıyor Kurgu hikayede, küçük vs genç yaştaki çocukların sosyal medyadan ne denli etkilendiğimi gözler önüne seriyor; belgesel kısmında ise ABD’de yaşanan seçime hile karıştırma olayından, sosyal medya ve internet gücünün toplumsal etkisinden bahsediliyor. 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder