15 Haziran 2024 Cumartesi

Jasmin Schreiber-Mariana Çukuru


 Herkese merhaba 🌞☀️😃 

Nasılsınız? Umarım iyisinizdir. Öyle bir sabah ki dolmuş bir türlü gelemedi bir yerden bire ve ben o sırada okudum. Ben 8 yaşına girdikten 27 gün sonra dedemi, 3 sene önce anneannemle amcamı ve 11 ay önce diğer dedemi kaybetmiş biri olarak içime işleyen ve etkileyen bir kitap oldu. Hem Paula hemde Helmut’un yaşadıkları kayıpların acılarını işliyor.Onlar hikayelerini anlatırken okuyan herkes önemli çıkarımlar yapıyor.

Paula,Zeolaoji ve biyoloji hem alanlarında eğitim almış hem yüksek lisans yapan ve işini severek yapan ana karakterimiz.Fakat eğitimi için ailesinden uzakta yaşamak zorundadır.Bu da hayatta en sevdiği kardeşine de uzak kalmak zorunda olsa da aralarında muhteşem bir bağ var ve kıskandım.Bu bağ da ki Paula o korkunç haberi alana kadar sürer.İşi yüzünden gidemediği ailecek gidilecek tatilde küçük kardeşi Tim denizde boğularak ölür.Bu durum Paula’yı derin bir yasa sokar, depresyona girer ve tüm dünya ile bağlantısını koparır.Doktoru mezarlığı ziyaret etmesini tavsiye eder ve akşam ziyareti etmeye kadar verir. Çünkü kimsenin olmayacağını düşünür. Ama mezarlıkta başkası da var.

Helmut'un hikayesi ise hem karısını kaybetmenin yasını yaşarken hemde karısına verdiği sözü yerine getirmenin gerekliliğini yapar ve gidemedikleri dağlara gidip karısının küllerini savurur.Bunun yapmak içinde gece karısının mezarını kazıp küllerini alır.Mezarlıkta yalnız olmadığını fark eder.Onun gibi yas tutmaya gelen Paula ile karşılaşırlar ve birbirlerinin hayatlarına dokunmaya başlarlar.Paula ile Helmut  birlikte dağlara uzun bir yolculuğa çıkarlar.Tavsiye ederim, keyifli okumalar. 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder