Herkese merhaba ☀️😃🌞
Nasılsınız? Yeni yılın ilk ayının son haftasındayız. Ne kadar çabuk geçti, değil mi? ☺️ Kaygı, vücudumuzun verdiği bir tepki. Üşümek, terlemek gibi doğal bir tepkidir. Duyulan korku ve endişeye verilen tepkidir. Sunum yaparken, ilk iş / okul günü gibi zamanlar buna örnektir. Duyulan endişe ya da korku uzun sürüyor, yaşamı zorlaştırıyorsun bu kaygı bozukluğudur. Anksiyete ile kaygı bozukluğu aynı şey olduğunu da belirtmeliyim. Kaygı bozukluğu, belli uyaranları tehlike ve tehdit olarak algılayıp kontrol edilemeyen sıkıntı, endişe, korku olarak ortaya çıkıp kaçınma davranışları ile gözükür. Titreme, çarpıntı, gerginlik vb bedensel tepkiler kaygı göstergeleridir ve kontrolden çıkması hastalık olarak kabul edilmekte.
Anksiyete, olabilecek teşrifleri düşündüğümüzde yoğun bir
şekilde verdiğimiz duygusal ve fiziksel tepkilerdir. Panik ise strese ve tehlikeye karşı verdiğimiz tepkilerdir. Köpek olmadığı halde köpek çıkacak gibi hissedip korkuyorsak bu paniktir. Ama köpek karşısına çıkacak diye evden çıkamamak anksiyetedir.Kronik anksiyete ise yaşam üzerinde etkili olmaktadır. Teşhis için en az 6 aydan uzun olması, günlük hayatı etkilemesi ve ilaç kullanımına bağlı olmaması gerekmektedir. Yaygın Anksiyete Bozuklukları, Obsesif Kompulsif Bozukluk, Travmatik Stres Bozukluğu, Fobiler, Sosyal Kaygı Bozukluğu, Panik Atak, Ayrılık Kaygısı şeklindedir. Psikoterapi ile kaygı bozukluklarına müdahele edilir ve gerektiğinde paikoterapiye ilaç tedavisi de eklenir. Keyifli bir hafta diliyorum. 🌺
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder