Herkese merhaba 🌞😃☀️
Nasılsınız? Umarım iyisinizdir ve güzel bir hafta geçiriyorsunuzdur. Her pazar İnstagram hesabımdan psikoloji ve birlikte öğrenelim konuları ile ilgili öneri anketim ve istekleriniz için ufak bir hikaye bırakıyorum. İnstagramdan gelen istek ile varoluşçu psikolojiyi anlatmak isterim. 🌺 İnsanın varoluşu ile yüzleşmesi ve yüzleşmesi ile yaşadıklarını konu edinmektedir. Kierkegaard, Nietzsche ve Heidegger gibi felsefecilerin öncüsü olan bir felsefedir. Edebiyatta ise Dostoyevski, Franz Kafka, Sartre, Albert Camus, gibi varoluşçularda görmekteyiz.
Deneysel yöntemleri reddederek, insanların deneyimlerini ve kişisel fenomenlerin analiz etmeyi tercih eden varoluşçu psikoloji, psikolojinin diğer alanlarından ayrılarak teröpotik alanda başarılı olmuştur. Psikolojide ise öncüsü Otto Rank’tır. Bireyin bireysel sorumluluğunu vurgulaması nedeniyle, Freudtan ayrılmıştır. Ayrıca Rollo May üzerinde de etkili olmuştur. ve büyümeyi bir araç olarak kullanmıştır. Irvin Yalom, 1980 yılında, varoluşçu psikolojinin arka planı ve yöntemlerinden bahsetmiştir. İnsan olmanın kaçınılmaz sonucu olan kaygı ve yabancılaşmaya önem verirken; danışanlara en derinlerindeki varoluşsal korkularıyla yüzleşmesini ve özgür kalmayı hedeflediğini anlatır. Derinlerdeki korkularla yüzleşirken, korkularına yükledikleri anlam ve sorumlulukları yüzeye çıkarma daha da belirginleşir. Keyifli günler dilerim. 🌺
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder