14 Şubat 2024 Çarşamba

W.Somerset Maugham-İnsanın Esareti

 


Herkese merhaba 😃🌞☀️ 

Nasılsınız?Umarım iyisinizdir. Dün başlayıp ve hiç uyumadan bitirip ofise gittiğim yeni bir güne merhaba. Yazar,otobiyografik bir kitap yapmamasına rağmen otobiyografik öğeler taşıyor diyor. Çünkü hem yazarın kendisi hemde başkarakter Philip gibi anne ve babası öldükten sonra amcasının yanında yaşamıştır, tıp fakültesine gitmiştir. Maugham'ın eşcinsel eğilimi olduğunu öğrendim,kitap bitikten sonra hayatını araştırırken ve bir kızı hamile bıraktıktan sonra onunla evlenmek zorunda kalmıştır. Philip'in hayatında ise böyle detaylar yok ama onun da hayatı çok parlak değil.

Çocukluk çağından olgunluk çağına kadar geçen sürede Philip’in yaşamını ve hissettiklerini anlatıyor,yazar. Dokuz yaşında ilken  tanışıyoruz Philip ile. Doğumunda ilk esareti ile,ortopedik bir engel olan "yumru ayak " ile doğmuş ve ilk tanıştığı şeyde budur. Küçük yaşlarda çok fark etmese ve etkilemese de ilerleyen yaşlarda onu birçok faaliyetten geri bırakacaktır. 

Annesi ölüm döşeğinde iken son kez görüp öpmek istemedi ile başlıyor, kitap. Çocukluğundan dolayı, olayları analayamaz diye düşünürken daha sonrasında Philip’in ben merkezci bir karakter olduğuna tanık oluyoruz. Rahip olan amcası ve yengesi onu yanlarına alırlar. Ailesinden çok fazla bir gelir kalmadığı için idareli kullanırlar. Hiç çocuğu olmayan yengesi kendi çapında çok sever ve çok iyi bakıp, ilgilenerek büyütür, Philip 'i. Philip de onu sevdiğini düşünse de arkasını döndüğü an unutur. Amcası ise soğuk ve duygusuz gudubet bir adam.

Amcası gibi bir din adamı yapmak isterler ve Philip'i yakınlarındaki bir yatılı okula gönderiler ama büyük bir inanç bağlanıp  ettiği dualara yanıt alamayınca dinden uzaklaşmaya başlar . Hayatı ve kendini sorguladığı bir aşamada okulu bırakarak,dil öğrenmeye Almanya'ya gider.  Orada tanıştığı arkadaşları sayesinde düşünceleri de değişir gelişir.  Evine döndükten sonda  Philip iş arayışına girişir.  Bundan sonrasında hayata atılmaya ve kendi yolunu bulmaya çalışan bir genç görsek de bu genç ben merkezciliği ve ukalalığım ile çıldırtıyor.  Keyifli okumalar. 🌸



13 Şubat 2024 Salı

Maksim Gorki - Çocukluğum, Ekmeğimi Kazanırken, Benim Üniversilerim






 Herkese merhaba 😃☀️🌞 

Nasılsınız? Umarım iyisinizdir. Bu hafta okuduğum güzel bir seri idi. Maksi Gorki Çocukluğunu, babasının ölümüne dair hatırladığı bulanık anılarını anlatarak başlamasıyla daha ilk cümleden biz okuyucuları içine çekiyor. Babasının ölümünden sonra annesiyle birlikte ninesi ve dedesiyle birlikte yaşamaya başlaması ve yaşadıklarını ele almadı ile ilerliyor. Maksim Gorki, annesine karşı beslediği saf katıksız sevgiye rağmen annesi sadece arada bir hayatına girip çıkan bir hayaletten ibaret olması oldukça ilgimi çekti ve merak uyandırdı. Gorki’nin hayatında asıl yer edenlerse birlikte yaşadığı ninesi ve dedesidir. Bir mıknatısın iki ayrı kutbu olan nine ve dede, Gorki’nin hayata bakışını şekillendiren yegane iki isimdir. Dedesi, dönemin Rus toplumundaki erkeklerin ev hayatındaki bir tablosunu çizerken; ninesi ise Gorki’nin hayatına dokunan yegane isimdir. Dini hikayelerdeki kutsal bir karakter gibi olan ninesi sayesinde Gorki hayata bağlanmıştır. Yine de 17 yaşında intihar etmeye çalışmıştır. Maksim Gorki “Çocukluğum”da Rus insanın günlük yaşantısını, yaşadığı problemleri, hayatlarında sıkıştıkları noktalara dair bize bir ayna olması, okurken o döneme gitmemizi sağlıyor. O dönemde insan ilişkilerinde yapılan acı ve yanlış şeylerin yıllar geçmesine rağmen hala devam ettiğini görmekle kalmıyor yaşıyoruz.


İlk kitaptaki çocukluğundan sonra Aleksey’in hayata karışmasında yaşadıklarını okuyoruz. 19. yüzyıl Rusya’sının gerçekleriyle yüzleşen Aleksey, büyüme çağında birçok farklı işte uğraşıp her türlü insan karakterini tanımak, görmek ve gözlemlemek zorunda kalmasıyla hayata bakışı, düşünceleri değişir. Fakat Aleksey, bu hayatıyla aynı birçok hayat görüyor. Ne insanla,hayvanla,doğayla yapabiliyoruz ne onlarsız yapabiliyoruz. Anlamak ne mümkün değil. Rusya’nın katı rejimi, toplumsal farklılıklar ve kadına zulüm ağır geldi,bana. O zamanki zorluklar form değiştirse de şimdi de var.

Ekmeğimi Kazanırken'in sonunda  Kazan'a doğru yola çıkmıştı Aleksey'in amacı üniversiteye gitmekti.Kitap isminden birçok üniversiteye gittiği sanılsa da aslında üniversite yıllarında, üniversiteden çok insanlardan öğrendilerini öğreniyoruz.Birçok insanla tanışması yer alıyor. Okuduğu kitaplar, seçtiği kitaplar ile herkesin dikkatini çekmeye devam ediyor. Yüzlerce yıl okunacak kitaplar yazmasının ardındaki hayat kinayesini kendinden okumak ne güzel.  Keyifli okumalar. 🌸

4 Şubat 2024 Pazar

Robert Graves - Ben, Claudius ve Tanrı Claudius


 

Herkese merhaba ☀️🌞😃 

Nasılsınız? Umarım iyisinizdir. Yazarla tanışma kitabım ve yazarın iki kitaplık serisinin ilk kitabı Ben, Claudius. Her iki kitabı da Claudius’un bakış açısından Roma’ya ve Roma tarihine bakıyoruz. Benim gibi tarih severler için güzel bir kitap. Sevmeyenler için güzel bir başlangıç olabilir ve yer yer sıkılabilirsiniz. Julio Claudian Hanedanı ismi ilk beş Roma İmparatorluğu için kullanılan bir ifade olduğunu öğrendim. Augustus, Tiberius, Caligula, Claudius ve Neron olmak üzere beşe ayrılıyor, bu haneden üyeleri. Kendisiyle yani Claudius hanedanıyla beraber ilk dört imparatorluğun dönemlerin Claudius anlatımıyla tanık oluyoruz ve kendi tarafından da anlattığı için yer yer subjektif olduğunu yazarımızın anlatımından ve bu anlatımını da yaptığı araştırmalardan aldığını çıkarıyoruz. Bolca savaş, entrika ve Roma’nın toplumsal ve siyasi hayatıma tanık olduğumuz bir kitap. Homeros’tan bol bol alıntı var. Olimpos tanrılarına tapma ve adakları da görüyoruz. Tarihe ek olarak mitoloji de katılması oldukça güzeldi. Aile o kadar kalabalık ve o kadar büyük bir geçmişi var ki beni kitap boyunca kim kimdi diye geri dönmelerle yordu. Kekeme oluşu, çocukken geçirdiği hastalık yüzünden topl kalan Claudius, ailesi dahil herkes tarafından dışlanarak budala olarak nitelendirilmiş. Engelli oluşu ailesi tarafından saklı tutuluyor ve yok sayılıyor. Bu da siyaset ve savaşa katılmasına engel olunmasına ve imparator olma ihtimalinin yok sayılmasına neden olmuş. Bu nedenle tam bir kitap kurdu oluyor, Claudius. Okumak ona imparatorluğun değil cumhuriyetin doğru bir yönetim olduğunu öğreniyor ve düşünceleri değişmeye başlıyor. Ama bu düşüncelerin gerçekleşmesi imkansızdır. Çünkü Augustus kendini tanrılaştırıyor. Tiberius ise Augustustan sonra gelmiş ama korkak olduğu kadar koltuk sevdalısı biri. Caligula ise skandalları ile meşhur biri. Yeğeni Caligula’nın şeyrnalıkları yüzünden sağ kalmayı başarabilmedi büyük bir mucize. Çünkü Caligula, Claudius’u yenmek için soytarı rolüne girmek ve akıl hastası gibi davranmakla geçiriyor hayatını. Sevdiği insanların intihar ya da öldürülmesi ile devam ediyor,hayatına Claudius. Oldukça beğendiğim ve hayran kaldığım bir kitap oldu.


Asıl olayların olduğu ve görünmeyen kısımların göründüğü kitap. İlk kitapta anlatıcıydı, şimdi Roma’nın sahibi. İlk kitap İmparator nidaları ile asker kollarında taşınması ile bitmişti. Cumhuriyeti getirmeyi başarabilecek miydi? Nankör topraklarına yenilikler getiriyor ve çok çalışıyor, Claudius. Claudius’un biricik eşi ve aşkı ve gudubetlikte Livia’yu aratmayan Messelina istediği her şeyi yaptırıyor ve yapıyor, Claudius sayesinde. Stoacı felsefecilerden Seneca’yı görmek güzeldi. Tarih ve felsefenin birleştirilmesi oldukça güzeldi. Buna rağmen 13 yıllık hüküm sürmesinde birçok başarıya imza atar, Claudius. Yaptığı fetih ile kalıcı katkısı oluyor ve herkes ona güvenip, seviyor. Roma’nı n sınırları genişler. Son zamanlarsa oğlunun koruyamamasına şaşırdım. Yaşlandıkça her şeyi kabullenmesi ve ölümü beklemesine ayrı şaşardım. Neden tarihçiler dahil herkes onu beceriksiz ve aptal zannetti / buldu? Tavsiye ederim. Keyifli okumalar. 🌸