31 Mart 2024 Pazar

Virginia Woolf - Dışa Yolculuk

 


Herkese merhaba 😃☀️🌞 

Nasılsınız? Umarım iyisinizdir. Yerel seçim için oy kullandıktan ve ehliyet aldığından beri kullanmadığım arabayı kullanma sonrası ve öncesi  okuduğum bir kitaptı. Oldukça keyifli ve akıcı bir kitaptı. Sadece anlatımın yoğunluğu ve dili kullanım şeklini çok sevmedim. İngiltere'den Güney Amerika’ya gemiyle yapılan bir seyahatı ele alıyor ve sömürgecilik yapan Güney Amerikan el Gemi olmak üzere iki mekan var.  Birde Rachel’ın dışa açılma, seyahati, eğitimi söz konusu. Kalıpların dışına çıkan bir yolculuk olması, toplumun alaycı anlatımı güzel ama anlatım şekli beni çok yordu. 

Güney Amerika’da Otel ve Rachel’in ailesiyle kaldığı tepedeki ev olmak üzere iki mekan var. Mekanları kişilerle birlikte vermesi oldukça baydı. Karakterler ile mekanlar içiçe geçtiği için beni sıktı. Yazarın okuduğum iki kitabında da çok koptum. Çünkü mekan, kişiler, anlatım çorba oluyor bende; içiçe bir şekilde verildiği için. Keyifli okumalar. 



30 Mart 2024 Cumartesi

Virginia Woolf - Gece ve Gündüz


 Herkese merhaba 😃☀️🌞 

Nasılsınız? Umarım iyisinizdir. Sabah başlayıp, öğleden sonra sevap ederek bitirdiğim bir kitap. Oldukça keyif aldığım; tarihsel bir romantik kitap ve yazarın dili, anlatımı ile beni oldukça yoran bir kitap. Yazarın bilinç akışı tekniği ile ve farklı üsluplarla kitaplarını yazdığını öğrendiğim için merakla okudum, her ne kadar kitap beni zorlasa da. Olay örgüsü, mekan tasvirlerinin gerçekçi oluşu, dönemin atmosferini iyi sunması oldukça iyiydi ama anlatım o kadar yoğun ki ve dil ağır geldi ki zorlandım. Birinci Dünya Savaşı sırasında geçen ve romantik karakterlerinizin hayat hikayelerine, yaşam biçimlerine, iletişimlerine tanık olmak güzeldi. Kitapla beraber Londra’ya gitmek ve birinci dünya savaşı dönemi Londrasına gitmek mükemmeldi, her şeye rağmen. Keyifli okumalar. 🌸

29 Mart 2024 Cuma

Nermin Yıldırım - Ev


 Herkese merhaba 🌞☀️😃 

Nasılsınız? Umarım iyisinizdir. Bugün işte müsaitliğim olunca ve yolda gelirken okumaya başladığım, şimdiden annemi beklerken okuyup bitirdiğim bir kitap. Roman kırklı yaşlarına yakın ana karakterimiz Seher’in, bir sırt çantasıyla, Hristiyanlıkta Hac yolu olarak görülen Portekiz’in Porto şehrinden Santiago’ya bir yolculuğa çıkmasını ele alıyor. Ama bu yolculukta yaşananlar da ele alınıyor. Seher’in çocukluğuyla yüzleşecek, hesaplaşacak, bu yolculuk esnasında yaşayacağı maceralar, tanışacağı yabancılar karşısında, sancılı ve sarsıntılı yaşamının ardında olan ve  bir kadının varoluş öyküsüne eşlik edeceğiz. Yolculuğun bize ayna gibi gelmesinin sebebi yazarın gerçek yaşamında da böyle bir yolculuğa çıkmasının nedeni yatar. Bunu da bir röportajından anlıyoruz. 

Ana karakterimiz Seher, annesi tarafından terk edilmiş, dedesinin ölümüyle beraber bir ev gerçeğinden ayrılmış, babasının yanına gitmemek için başka başka akrabalarının evinde yaşamış bir çocukluğun kendisidir. Bu yüzden kendi benliğini bulamamış bir bireyin hiçbir eve ait olamayışının arayışında bu yolculuk hem bir kaçış hem bit buluş hemde psikolojik tahliller oldukça güzel. 

Aidiyetsizlik duygusunu romanında o kadar iyi içselleştiriyor ki karakterle birlikte sarsılıyor,yaşıyoruz.. Seher’in yola çıkmak için gizemli bir planı vardır ve üniversite arkadaşı olan Kader’le buluşarak Finisterra’ya geçmek istiyor. Onun anlattığına göre, Santiago yolunun sonunda dünyanın da sonuna gelindiğine ve okyanus kıyısında  var olan bir kasaba ve bir deniz fenerine rastlanılacağına inanılıyor ve bu inanışı test etmek istiyor. Kaderin hikayesini de hayal kırıklıkları ve pişmanlıklarla taşıyacak olan ana karakterimiz Seher, bu yolculuğu tamamlamakta ısrarcı. Seher ve Ogo birbirine çok zıt karakterler ama iyi dostlardır. Seher’in nefreti, hırçınlığı ve kırgınlığı Ogo’ya değil; herkese. Bağlandığı her şeyin onu terk edeceğine tüm kalbiyle inanmış biri ve bu yüzden Ogo ile aşk yaşayamıyor. Kaybetme korkusu da etkili.

Kitabın arka kapağında yazdığı gibi: “…hayata tutunmak için inanmaya mecbur kaldığımız bütün yalanlar günü gelince açığa çıkıyor. Ve sonra biz ölmüyoruz. Daha kötü bir şey oluyor. Öğrendiklerimizle yaşamaya devam ediyoruz.” Keyifli okumalar. 


28 Mart 2024 Perşembe

Nermin Yıldırım -Unutma Dersleri


 Herkese merhaba 😃🌞☀️ 

Nasılsınız? Umarım iyisinizdir. Uykusuz kalmama değen bir kitap oldu. Aşk acısı çeken kişi kendi küçük kıyametini yaşarken, bir başkasının sorununu görmez ancak  bu bir yerlerde büyük ya da küçük bir kıyamet yaşandığı gerçeğini de değiştirmez. Kitabımız aşk acısı çeken Feribe’nin, kimseyi umursamadan hayatta kalma çabasını işliyor.

Yazarımız ana karakterimizin acıklı hikâyesini mizahla sarıp sarmalamış ve mükemmel, sürükleyici, akıcı, keyifli bir ortaya koymuş. Baş karakterimiz Feribe, rutin bir evlilik hayatı sürerken nasıl olduğunu anlamadan kendini yasak bir aşkın ortasında bulur. Kitabın içeriğini “Güzel ama yanlış bir ihtimal, tadını yitirmiş doğrudan evladır çoğu zaman. Bir yanlışı sırf güzel olduğu için sevebilir insan.” diyerek özetler. Çoğu bilim insanının aşkı obsesif-kompülsif bozukluk olarak tanımladığını bilen Feribe, ancak yüksekten düşünce nedametle hatırlar bu tanıyı.Ki obsesif kompulsif bozukluk için Psikolog Tolga Erdoğan'dan destek aldığını teşekkür metninde paylaşmış.

İnsan olan aldanır. Zaten insan hep aldanır. Düşünce ve duygularına göre davranır, yönelir. İnsanların kendi başlarına çözemedikleri problemlerini fırsata çevirip, cüzdanlarını şişiren kişi ve kurumların sayıca hayli fazla olması, Feribe’nin uzun süre yaptığı şeyi sorgulamasına sebep olur. Ve her şeyi unutmak için ne yapabilirim derken kendine uygun bir merkez bulur. Ve böylece Mazi İmha Merkezi’nde (MİM) derslere başlar. Burası aracılığı ile hiçbir şeyin unutulmayacağını ama etkisinin nasıl  azalabileceğini öğrenir. 

Kurgu, geçmiş ve bugün arasında kurulan akslarla örülmüş. Bu da biraz yordu. Sanırım yazarı üstüste okumamdan kaynaklı.Kitap boyu Feribe’nin aşkının yasını okuyoruz ve bir yerden sonra bayıyor. En azından beni baydı. Çünkü çok yoğun yaşıyor. Bu yoğunluktan adamı bile unuttum. Klasik terk edilme evrelerini ve sorgulanmayı yaşar. Daha fazla Spoi vermeden tavsiye ederim. Keyifli okumalar. 


Nermin Yıldırım - Unutma Beni Apartmanı

 


Herkese merhaba ☀️😃🌞 

Nasılsınız? Umarım iyisinizdir. Yazarın ilk romanı ve yazarın anlarımını, dilini ve akışını çok sevdim. 43 yaşında aldığı haberle hayatı tamamen değişen Süreyya’nın kendi hayatını anlattığı bir kitap. Süreyya, kendi hayatını başkası yazmış gibi yazar ve kendisinin yazmış olduğunu çok çok sonradan anlıyoruz. Ama Süreyya’yı yeteneksiz be bir hevesle yazdığını düşünen kötü karakterimiz NY, kitabın güzelliği yanında kalakalır. Ki bence burada NY, yazarımızın kendisi ve kendisine karşı bir ironi yapıyor. 

Kitabın diğer kahramanları olan Nihal, Kasım, Çiğdem, ve Müşide karakterinin hayatlarına da tanık oluyoruz. Bu da romanın çok katlı olduğunu görüyoruz. Süreyya’nın çocukluğundan beri insanlardan kaçarak ve sıkışmıştık hissiyle büyüdüğünü görüyoruz. Bunun sebebini de ilerleyen sayfalarda annesinin yokluğundan olduğunu öğreniyoruz. Fakat onu terk eden annesi ile yıllar sonra annesinin onu araması ile değişir. 

Yazar, ayrıca ülkemizin son 50 yılını ve Süreyya’nın hikayesini tarihi olaylar (depremler, darbe, operasyonlar, saldırılar) ile tüm karakterlerin hayatları ile özleştirerek anlatıyor. Yazarımızın birçok eser ve sanatçıya gönderme yapması ayrı güzeldi. Sevilmek, geçmiş ve gelecek, terk edilmişlik, çocukluk, şike olmak, aramak, kaybolmak, bellek, birey ve toplum, yaşam ve ölüm gibi konuları da ele alıyor. Roman boyunca birçok mekana ve insana dair şeyler de okuyor, öğreniyoruz. Ki içlerinden en önemlisi Süreyya ile ilgili olan Asude Apartmanı. 

Süreyya ve telefondaki annesi tarafından hikayeyi okuyoruz ama daha çok Süreyya’dan okuyoruz. Eksik parçaları ise annesinden dinliyoruz. Hem tanıdık hemde birbirine uzak iki kadının hayat hikayeleri oldukça dikkat çekici ve hüzünlü. Süreyya, annesi ile hesaplaşmadan hiçbir şeyin düzenleyeceğinin farkındadır ve annesi de bunu fark eder. Tavsiye ederim. Keyifli okumalar. 


27 Mart 2024 Çarşamba

Pertev Şevket - Kırmızı Köşk’ün Esrarı


 Herkese merhaba 🌞😃☀️ 

Nasılsınız? Umarım iyisinizdir. Paylaşsam mı paylaşmasam mı derken geçen hafta okuyup bitirdiğim bir kitabı sizlerle paylaşmak istedim. Osmanlı polisiyesi olarak geçen bir kitap ve günümüze sadeleşerek, dili günümüz Türkçesine uyarlanarak yayımşanmış bir kitap. Bir köşkte işlenen cinayetin araştırılma süreci o kadar sürükleyici, akıcı ki ve içine alan bir kitap. Savcı yardımcısı Hüseyin Macit Bey ve polis müdür yardımcısı Muhsin İzzet Bey’in katili bulma macerası Sherlock Holmes’ün katılımı ile daha da güzel olmuş. 



Nermin Yıldırım - Dokunmadan

 


Herkese merhaba ☀️🌞😃 

Nasılsınız? Umarım iyisinizdir. Ana karakterimiz Adalet, doktor görüşmesi ile kötü bir haber alır. Yaptığı ilk günahın bedeli olarak düşündüğü bu haber için düzeltirse her şeyin düzeleceğine inanır. Eski sağlığına dönmek için çocukluğuna döner. Kitabın en başından beri ona haremlik eden, sıradışı bir arkadaşı ile bu yolculuğa çıkan ana karakterimiz Adalet’in hem bu arkadaşı ile ilişkisini hemde üçüncü sayfa haberlerini biriktirmesi sıradışı yanlarını gösteriyor. 

Baba ve boşluk duygusunun sorgusunu yaparken ve bu sorguya nasıl girdiğimizi çözmeye çalışırken geçiyor. Adalet’e gelen cesaret ve güvenle sesini yükseltirken, biz okuyuculara, en azından bende iç rahatlaması yaşandı. Bu iç rahatlamayı aşk ile yapmıştır. Yazarın güzel ve güçlü bir kitabı var ama ben içine girmekte başta çok zorlandım. Sonradan ise kitap bitmese dedim. Keyifli okumalar. 

21 Mart 2024 Perşembe

Haruki Murakami - Haşlanmış Harikalar Diyarı ve Dünyanın Sonu

 


Herkese merhaba 😃🌞☀️ 

Nasılsınız? Umarım iyisinizdir. Okumakta zorlandığım ve iki kez yeniden başlamak zorunda kaldığım bir kitaptı. Ama iyi ki de bırakmamış, okumak için kendime ısrar etmişim. Hikâye Haşlanmış Harikalar Diyarı ve bir başka gerçeklik olan Dünyanın Sonu arasında dönüşümlü olarak aktarılması, biz okuyucuları yoruyor, bence ama bu evrenlerin birbiri ile bağlantılı olduğunu sonraki sayfalarda anlıyoruz ve alışıyoruz. Haşlanmış Harikalar Diyarı’ndaki ana karakterin fazlasıyla ifadesiz, kayıtsız olması, yaratılan evrenin bağlantılarının da kopuk olması benim için sıkıcılık unvanını kazanması beni sıktı ama bir o kadar da kendime benzettim. Bir de Murakami’nin okuduğum tüm kitaplarında merkeze koyduğu tek bir erkek karakterin farklı evrenlerdeki deneyimlerini okuyormuşum gibi bir etki bırakmaya başladı. Öte yandan bambaşka ve acayip bir yer olan Dünyanın Sonu’nda olanları ise çok cılız bir merakla takip edebiliyorsunuz ki tüm romanın en güzel yeri burası, bence. Ancak klasik bir Murakami tasvirini yani yemekler, müzikler ve kent yaşantısı içindeki küçük detaylarla süslenmiş bir hikâye anlatıcılığı karşılıyor,biz okuyucuları. 

Özellikle hikayede karakterlerin isimlerinin olmaması,yaptıkları meslekler veya dış görünüşlerinde göze çarpan detaylar üzerinden hikaye boyunca tasvir edilmesi ilk etapta gözüme çarptı ve bu beni rahatsız etti. İkinci olarak hikâyenin kilit noktası psikoloji ve insanlık için hala büyük bir kısmı muamma olan bilincin katmanları ve nasıl işlev gösterdiğidir. Bu anlamda paralel olarak ilerleyen iki mekândaki benzer noktalar bir alt metin oluşturmuş ve okumayı daha zevkli hale getirmesini sevdim. Kahramanın kendisini sıkışmış ve huzursuz hissettiği, bir an önce kaçmaya çalıştığı bir mekânda, yaşama odaklanması gerekirken, birden nereden geldiği belli olmayan bir ilgi ile günü ve saati tahmin etmeye çalışması bunun en iyi kanıtı olduğunu düşünüyorum. Tavsiye ederim. Keyifli okumalar. 🌸

10 Mart 2024 Pazar

Tirzah Price - Akıl ve Cinayet

 


Herkese merhaba 😃☀️🌞 

Nasılsınız? Umarım iyisinizdir. Yazarın kalemini beğendim. 18 yaşındaki bilim meraklısı ve kimyager olmak isteyen Elinor, babasını çalışma odasında ölü bulmasıyla hayatı değişir. Elinor’un kız kardeşi Marienne ise babasının yönettiği dedektiflik bürosunu çalıştırmayı hayal eder ve Elinor ile Marienne her şeyin kendilerine kalacağını düşerken, her şeyin bey kız kardeşe kaldığını öğrenince yıkılırlar. Baba ise şüpheli ölmüştür. Babanın şüpheli ölümünden sonra katil kimdi? Tavsiye ederim. Keyifli okumalar. 🌸

7 Mart 2024 Perşembe

Tirzah Price - Aşk ve Kuşku

 


Herkese merhaba 😃🌞☀️ 

Nasılsınız? Umarım iyisinizdir. Bugün hem ders çalışma hem iş hemde kitap okuma ile saati 16:45 ettim. Akşama ise önümüzdeki haftanın planını yavaştan planlayıcıya yazma, ofis çöp atma, üç günlük plan, kitap okuma ve çalışma var. Erkeklerin seçim hakkı olduğu, kadınların ise bu seçimleri ya kabul etmek ya da reddederek sonuçlara katlanmak zorunda olduğu bir dünya düşünün. Bu dünyada hukuk alanında kariyer yapmak isteyen 16 yaşındaki ana karakterimiz Lizzie, annesinin evlilik ısrarlarına rağmen babasının hukuk bürosunda çalışarak geleceğini şekillendirmeye çalışıyor. Londra sosyetesini şoke eden cinayetle hem avukat babasının gözüne girmeye hemde geleceğini şekillendirmeye çalışması için çözmeye çalışması ile kendini bir olayın içine sokar. Tavsiye ederim. Keyifli okumalar. 🌸

Ayşe Kulin-Doğdum Kızdım

 


Herkese merhaba ☀️😃🌞 

Nasılsınız? Umarım iyisinizdir. Öldürülen ve dövülen kadınlara ithaf edilerek yazılmış ve İstanbul sözleşmesinin önemine vurgu yapılan bir kitap. İki hikayeden oluşan bir kitap. Oldukça beğendiğim bir kitap. Bir tarafta ezilen, hayaller elinden alınmış bir kadının hikayesi ve bir tarafta boşanmak isteyince elindekileri almak isteyen, gelicem diyip 4 yıl sonra gelen eşe karşı güçlü olmaya çalışan bir kafının hikayesini okuyoruz. Keyifli okumalar. 🌸

6 Mart 2024 Çarşamba

Maud Ankaoua- Bugün Kalan Hayatımın İlk Günü


 Herkese merhaba ☀️🌞😃 

Nasılsınız? Umarım iyisinizdir. Maëlle her şeyi kontrol altında tutmaya çalışan, yoğun tempoda koşturmaktan kendi mutluluğunu önceliği yapmayı unutmuş, Parisli mutsuz bir kadın ve en yakın arkadaşı Romane ile buluştuğunda öğrendiği gerçek sonucunda (Romane kanser olduğunu öğrenmiştir.) bir seçim yapmak zorunda kalır ve ondan istenen uzun, zorlu bir on günlük yolculuğa çıkar. Böylece mutluluğa giden ama bolca şeyler öğrendiği, yüzleştiği hikâyesi de başlamış olur.  Böylece geçmişi, bugünü ve geleceği ile barışır. Bolca not aldığım bir kitap. Tavsiye ederim. Keyifli okumalar. 🌸